| Ebeveynlik yaparken çektikleri zorlukları dinledim, mücadelelerini dinledim, onların yakarışlarını dinledim. | TED | أصغيت إلى تحديات التربية الوالدية التي تواجههم، وأصغيت إلى صعوبات التربية الوالدية لديهم ومن ثم أصغيت لنداء استغاثتهم. |
| Bütün abidik gubidik şeyleri boşuna dinledim diyorsun? | Open Subtitles | أتعنين أنني أصغيت لثرثرتك العاطفية هباءً؟ |
| Ama size birşey söylemeliyim. Beni dinler misiniz? | Open Subtitles | لكنّي يجب أن أخبرك شيئاً، هلا أصغيت لي؟ |
| Eğer onu dinleseydim şimdi burada olurdu. | Open Subtitles | كان ليكون هنا الآن لو أني أصغيت إليه. |
| Eğer doktorları dinlersen yaşlıların her zaman hasta olduğunu sanırsın. | Open Subtitles | إن أصغيت للطبيب ستظن أن المسنين مريضون دائماً. |
| En son ne zaman benim söylediklerimi ilgiyle dinledin? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة أصغيت بها إلى ما أود قوله؟ |
| Seni dinlemiş olsaydım bunların hiçbiri yaşanmayacaktı. | Open Subtitles | لو أنني أصغيت إليك لما كان قد حدث أي من هذا |
| Dinlememe gerek yok. Hep dinledim. | Open Subtitles | لست بحاجة إلى هذا، أصغيت لهذا الهراء طويلاً |
| Kaydı dinledim. Ne duyduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | لقد أصغيت إلى هذا الشريط، هل تعرف ما الذي سمعته؟ |
| Seni dizelerini çalışırken dinledim. | Open Subtitles | أصغيت إليك خلال تدربك على حواراتك |
| Neredeyse 100 kere dinledim. Hiçbir ses yok. | Open Subtitles | أصغيت للشريط مئة مرة ولم أعثر على شئ |
| Tanrı aşkına dinler misin? | Open Subtitles | هلا أصغيت بحق السماء؟ |
| beni dinler misin, lütfen? | Open Subtitles | هلاّ أصغيت إليّ، من فضلك؟ |
| Beni dinler misin? | Open Subtitles | هلا أصغيت إلي من فضلك ؟ |
| Onu dinleseydim hala manastırda olurdum. | Open Subtitles | إن أصغيت لها ، لكنت الآن في الدير |
| Onu dinleseydim hala manastırda olurdum. | Open Subtitles | إن أصغيت لها ، لكنت الآن في الدير |
| Hepsi de oldukça birbirlerine benziyor. Eğer insanları dinlersen, sana kim olduklarını anlatırlar. | Open Subtitles | كلها نفس الشيء الناس يقولون لك من هم لو أصغيت |
| Eğer dikkatlice dinlersen, şu anda bile tartıştıklarını duyabilirsin. | Open Subtitles | إذا أصغيت جيدأ يمكنك أن تسمعهم يتجادلون الآن |
| Sen haklıydın ama yine de beni dinledin. dinledin. | Open Subtitles | كنت محقا، وأنت أصغيت أنت أصغيت |
| Ulaşamayız demiştim, ama beni dinledin mi? Hayır. | Open Subtitles | ،أخبرتك بأننا لن ننجح" "لكن هل أصغيت إليّ ؟ |
| En başında seni dinlemiş olsaydım, belki de her şey çok değişik olabilirdi. | Open Subtitles | لو أنني أصغيت إليكِ في البداية لربما اختلف مسار الأمور |
| Onu dinlemiş olsaydım öldürüldüğü gece evde olurdum. | Open Subtitles | لو كنت أصغيت إليه، لكنتُ فى البيت باللـّيلة التى قتل بها. |
| Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? | Open Subtitles | هل أصغيت لنفسك؟ |
| Şimdi anlıyorum ki çaresizce dinleyecek birini arıyordum ve sen dinledin. | Open Subtitles | أدرك الآن أنني كنت ... أستجدي أحداً ليصغي إلي و أنت أصغيت |