"أصغِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bak
        
    • Dinle
        
    • dinleyin
        
    • Bakın
        
    • kulak
        
    • dinlesene
        
    Bak ahbap, kimi gerçek stüdyolardan kimi gerçek teklifler alıyorum. Open Subtitles أصغِ يا عزيزي تلقيت الكثير من العروض من أستوديوهات حقيقية
    Bana Bak serseri! Canımı kurtarmak için kaçtığımdan o 12 gemiyi korumayı başardım! Open Subtitles أصغِ أيُّها الشاب، بسبب هروبي ذاك استطعتُ الحفاظ على تلك السفن الاثنتا عشر
    Ama Bak, gemiyi ikiye ayırdık sancak benim, diğer taraf da onun. Open Subtitles لكن أصغِ ، اقتسمنـا السفينة أخذتُ الميمنة و أخذ هو الجـانب الآخر
    Anlatacağım masalı Dinle sadece ve her şey yoluna girsin. Open Subtitles أصغِ لحكاية ما قبل النوم فقط و سيتّضح كلّ شيء
    Tamam, az Dinle bakalım, eğer hatırlarsan geçen sene bilerek, kasten anne babanın lafına karşı gelip partiye kaçtın, tamam mı? Open Subtitles حسناً، أصغِ إلي، إن كنت تذكرين، في العام الماضي قمت عن قصد بالخروج عن طاعة والديك والتسلل خارجاً لارتياد حفل، حسناً؟
    Neyin var senin? Dinle. Bizim payımızı ödemek kaçınılmazdır. Open Subtitles أصغِ إليّ، حصّتنا هي تبِعة متوقعة لطبيعة عملنا
    Sormazlarsa sessiz kalın. dinleyin, öğrenin, herhangi bir şeye karışmayın. Üç gün içinde yolcu listesini istiyorum. Open Subtitles أصغِ واعرف ولا تتورّط، أريد قوائم بعد 3 أيام، انطلق
    Bak, üzüldüğünü anlıyorum ama üzgünüm, ben gelmiyorum. Open Subtitles أصغِ, أتفهم كم أنتِ مستاءة لكنني آسف, لن أقوم بذلك
    Tamam Bak şimdi. Benim için iyi bir dostsun. Open Subtitles حسناً, والآن أصغِ إليّ، لقد كنتَ صديقاً طيّباً
    Pekala, Bak. İkimiz hiç birzaman bir yalan olayında beraber olmadık. Open Subtitles حسناً, أصغِ, لم نعمل معاً أبداً على كذبة
    Hey, Bak, bu şehirde yürürsen, ayağına bazı şeyler yapışacaktır. Open Subtitles مهلاً, أصغِ, عندما تسير في هذه المدينة فعليك أن تتوقع إلتصاق أشياء بك
    Bak, nasıl icat ediliyor onu bilmek istiyorum. Söylesene. Open Subtitles أصغِ, أنا أريد معرفة كيفية اختراع الأشياء فحسب أخبرني
    Bak bir önemi kalmadığını biliyorum fakat burada olnlar için gerçekten üzgünüm. Open Subtitles أصغِ لي، أقولها لك وبكل صدق آسف لما حدث هنا
    Dinle, yarın akşama bir işin yok, değil mi? Open Subtitles إذاً.. أصغِ, أنت متفرّغ في يوم غدٍ, أليس كذلك؟
    Dinle, yılbaşından hemen sonra evleneceğiz. Gerçekten, benim için bir şey değişmez. Sorun yok. Open Subtitles أصغِ, سنتزوج خلال عيد الميلاد, حقاً، هذا لا يُحدث أي فرق بالنسبة إلي, لا بأس, حقاً
    Hey Dinle, eğer bir gün birisiyle görüşürsen arada sırada dördümüz beraber dışarı çıkarız. Open Subtitles أصغِ, إن حظيتِ بموعد يوماً, ربما جميعنا الأربعة بمقدورنا أن نخرج معاً في وقتٍ ما
    Şaka yapıyorsun. Dinle, belki senle ben bir ara buluşmalıyız. Open Subtitles أنت تمزح, أصغِ, لربما يجدر بنا أن نجتمع معاً
    Dinle, kız 17 yaşında, ve ben onu evine götürüyorum. Open Subtitles والآن أصغِ إلي . إنها بالسابعة عشرة من عمرها ، سآخذها إلى منزلها
    Dinle evlat. Gereğinden fazla susmak, korkaklıktır. Open Subtitles أصغِ يا بني، السكوت بعد حدّ معيّن، هو جبن
    Bu bir kurtarma görevi değil. Beni dinleyin. Bu bir saldırı. Open Subtitles إنها ليست مهمة إنقاذ أصغِ إليّ ، إنه هجوم
    dinleyin çocuklar iş dünyası hep böyle zekiler kalır, aptallar gider. Open Subtitles أصغِ سوقَ كُلّ شخصِ قاسيةُ، الذكي يبقى والغبي يغادر
    Bakın, yolculuk için geç olmaya başladı. Bu durumda neden hepimiz biraz bal yemiyoruz? Open Subtitles أصغِ الوقت متأخر للرحيل، لذا لمَ لا نتناول بعض العسل؟
    Uyarılarımıza kulak ver, yoksa sen de bedelini ödersin. Open Subtitles أصغِ لتحذيرنا وإلا فستدفع الثمن أيضاً
    Gidiyor Bak. Sadece seninle konuşmak istiyordu. Çıkıp dinlesene onu! Open Subtitles سيغادر ويريد التحدث معك فقط أصغِ إليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more