İzleyeceklerinizin tarihi gerçekleri yansıtacağının garantisini veremem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن ما ستراه يمثل حقيقة تاريخية |
Seni öldürmeyeceğim. Ama buradan yürüyerek gideceğinin garantisini veremem. | Open Subtitles | لن أقتلك، لكن لا أضمن أن تفلت سالمًا من هذا السقوط. |
Uyandığında mantıklı konuşabileceğinin garantisini veremem. | Open Subtitles | لا أضمن أن يكون كلامه منطقيا حين يستيقظ |
Arabadan atladığımda yaralanma olasılığımı ortadan kaldırıp öldüğümden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أضمن أن أموت بدلا من أن أصاب بالجروح . ؟ |
Benim işim ailelerin güvede olduğundan emin olmak. | Open Subtitles | إنها وظيفتي أن أضمن أن أسرارهم تظل آمنة. |
Ama, o arkadaşlarından birinin, belgeleri yine yoketmeyeceğini garanti edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن أحد أصدقائه لن يفقد البلاغ مرّة أخرى. |
Ama, o arkadaşlarından birinin, belgeleri yine yoketmeyeceğini garanti edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن أحد أصدقائه لن يفقد البلاغ مرّة أخرى. |
"Bunun olmayacağının garantisini veremem ama bir kaç kişiyi arayabilirim. | Open Subtitles | تعرف، قلت "لا أستطيع أن أضمن أن هذا لن يحدث لكنّي أستطيع القيام ببعض المكالمات |
Cesedinin suya batacak kadar ağırlaştığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن أضمن أن يكون جسدها ممتلئ تماماً بالماء. |
Mesajının Nikita'ya ulaştığından emin olmak istedi. | Open Subtitles | كي أضمن أن رسالته وصلت (نيكيتا) |
- Altı tane yaptım ve şu an hepsi elinizde, ama size işimi devam ettirmeyeceklerini garanti edemem. | Open Subtitles | صنعت ستة، وهي التي تمّ إحصاؤها، لكن لا أضمن أن لا يكملوا حيث توقّفت. |
Birilerinin göreceğini garanti edemem ama, çıkış ihtimalimizi güçlendirecektir. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضمن أن يراه أي أحد لكنه سيحسن احتمالاتنا |
Her şeyin yolunda gideceğini sana garanti edemem ama hiç değilse kendini ve aileni kurtarmak için bir fırsatın olur. | Open Subtitles | لا أضمن أن ينجح كل شيء لكنه على الأقل سيمنحك فرصة للمقاومة وإنقاذ نفسك وإنقاذ عائلتك |