| Silahsız bir adamı vurdum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد أطلقتُ النار للتو على رجلٍ أعزل كنتُ بحاجةٍ للحظة |
| O adamı vurdum çünkü başarısız olma riskini göze alamazdım. | Open Subtitles | أطلقتُ النار لأنّني لم أحتمل إمكانيّة الفشل. |
| Hayır, kızları vuran adamı vurdum. | Open Subtitles | كلاّ، أطلقتُ النار على من أطلق النار على الفتيات. |
| ateş ettim çünkü başarısız olma riskini göze alamazdım. | Open Subtitles | أطلقتُ النار لأنّني لم أحتمل إمكانيّة الفشل. |
| Otel odamın içinde ateşledim. | Open Subtitles | أطلقتُ النار بغرفتي في الفندق. |
| Daha önce onu vurdum. Bu onu çok kızdırdı. | Open Subtitles | كلا، أطلقتُ النار على الوغد، ولم تتسبب سوى بإغضابه. |
| Savaş alanında adamları vurdum ama daha önce kimseyi yakından vurmadım. | Open Subtitles | أطلقتُ النار على رجال في الميدان، لم أقتل في حياتي شخصًا من مسافة قريبة. |
| Evet o pisliği vurdum. | Open Subtitles | أطلقتُ النار على تلك القطعة من القذارة |
| Evet o pisliği vurdum. | Open Subtitles | أطلقتُ النار على تلك القطعة من القذارة |
| Evet, onu kafasından vurdum. | Open Subtitles | أجل, أطلقتُ النار عليهِ في الرأس |
| Bang! Geç kaldın, seni vurdum. | Open Subtitles | فات الآوان، أطلقتُ النار عليكَ. |
| Onu sırtından altı kez vurdum. | Open Subtitles | أطلقتُ النار عليه ستّ مرّات في ظهره. |
| Küçük bir kızı vurdum. | Open Subtitles | لقد أطلقتُ النار على فتاة صغيرة. |
| Ben ... vurdum, ama hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | أطلقتُ النار عليه ولكن لم يحدث شيء |
| Ama onu vurdum mu? | Open Subtitles | هل أطلقتُ النار عليه؟ |
| Sonra da babamı vurdum. | Open Subtitles | وبعدها أطلقتُ النار على أبي |
| Onu vurdum. | Open Subtitles | أطلقتُ النار عليه |
| - Çok erken vurdum. | Open Subtitles | أطلقتُ النار مُبكراً. |
| Bana yumruğunu kaldırdı bende iki kere ateş ettim. | Open Subtitles | أنه أثار قبضته في وجهي لذلك أنا أطلقتُ النار مرتين |
| Ona durmasını söyledim sonra döndü, omzundan arkasına baktı elinde gümüş bir şey vardı, bende ateş ettim. | Open Subtitles | طلبتُ منه أن يتوقف. وبعدها استدار ونظر من كتفه. وكان بيده شيئاً فضياً، لذا أطلقتُ النار عليه. |
| Ben de ateş ettim. | Open Subtitles | لذلك أطلقتُ النار على واحدٍ منهما |
| Tüfeğimi ateşledim. | Open Subtitles | لذا أطلقتُ النار عليه. |