| Kaptan Allen: Hareket eden her şeye Ateş açın. | TED | كابتن ألين: أطلقوا النار على كل ما يتحرك. |
| Ateş edip, yapacaklarını söyleyip durdular. | Open Subtitles | أطلقوا النار وحذروني مما سيفعلونه في المرة المقبلة |
| Uçaklarımızdan birine Ateş açarlarsa ne olur, General? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أطلقوا النار على إحدى طائراتنا؟ |
| Vurun, öldürün, ardınızdaki her silahı alın. | Open Subtitles | أطلقوا النار اقتلوا احصلوا على كل الأسلحة الموجودة في المنطقة |
| Hayır, bir mezeciyi vurdular. Kefaleti yükselttiler. Beni tehdit ettiler. | Open Subtitles | لا , لقد أطلقوا النار عليه ودفعوا الكفالة والأن يهددوننى |
| Uçaklarımızdan birine Ateş açarlarsa ne olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي سيجري إذا ما أطلقوا النار إحدى تلك الطائرات |
| Ateş! Ateş! Ateş! | Open Subtitles | أطلقوا النار، أطلقوا النار، أطلقوا النار |
| Adamları Ateş etti. Hesabı ona yolla. | Open Subtitles | رجالة من أطلقوا النار على السيارة لما لا ترسل الفاتورة إلية؟ |
| Buraya Ateş etsinler, can yakar. | Open Subtitles | لن يضير ان نظرت؟ ان أطلقوا النار رصاصة هنا يمكن أن تضر |
| Bayrağı lekelemesine izin vermeyin! O adama Ateş açın! | Open Subtitles | لا تتركوه يدنس هذا العلم أطلقوا النار على هذا الرجل |
| Bize halkın ortasında Ateş açtılar. | Open Subtitles | لقد أطلقوا النار علينا مباشرة على مرأى من حشد كبير من الجمهور |
| Adamım, birden üstlerine Ateş, etmeye başladılar. Olduğum yere çöktüm, çünkü bana silah vermemişlerdi. | Open Subtitles | أطلقوا النار عليه فيما انا انخفضت بسرعة هنا خوفاً من الرصاص |
| Nasıl kapatacaklarını anlayamamışlar Ateş etmişler, bir şekilde öldürmeyi umut etmişler. | Open Subtitles | لم يَستطيعوا أَنْ يَفْهموا كَيفَ يَطفؤونَه لذا أطلقوا النار عليه آملين أَنْ يَقْتلوه بطريقةٍ ما |
| Bay Saxon'ın emirleri: "İstediğinizde Ateş edin." | Open Subtitles | الأوامر من السيد ساكسون أطلقوا النار فوراً |
| Düşman gemisi gördüğünüz anda Ateş açma yetkiniz var. | Open Subtitles | اذا ظهرت اى سفينه للعدو أطلقوا النار فى الحال |
| Anormal bir şey olursa onu Vurun. | Open Subtitles | أطلقوا النار عليه إذا حدث أي شيء غير عادي |
| Hareket eden her şeyi Vurun. Herkes anladı mı? | Open Subtitles | أطلقوا النار على أي شيء يتحرك الكل واضح؟ |
| Neler olduğunu hiç bilmiyorum. Adamın tekini gözümün önünde vurdular. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا يجري لقد أطلقوا النار على رجل أمامي |
| Ruslar bazı silahların kayıp olduğunu anlayınca direnişçilere yardım ediyor diye vurdular. | Open Subtitles | اكتشف الروس بعث الاسلحة المسروقه لذا... هم أطلقوا النار عليه لمساعدته الثوار |
| Bir Yahudi Omer Saleem'i vurdu çünkü Saleem'in dükkânını soyacağını fark etti. | Open Subtitles | اليهود أطلقوا النار على عُمر سليم لأن سليم |
| Isiklar söndügü anda araliksiz Ates edin. | Open Subtitles | بمجرد أن تنطفئ الأنوار أطلقوا النار بشكل متواصل |
| Umarım Kızılderililer'e mısır takası için silah verdikleri ve daha sonrasında Kızılderililer'in onları vurup mısırları geri aldığı zamanıda gösterir. | Open Subtitles | آمل أنهم يروننا مشهد مقايضة البنادق مع الهنود مقابل الذرة ثم الهنود أطلقوا النار عليهم واستعادوا الذرة |
| Geçitte Sonny'i vurmuşlar. Ölmüş. | Open Subtitles | أطلقوا النار على سونى فى الطريق العام و قد مات |
| Ben bir kez yapmak zorunda kalmıştım. Tam buramdan vurmuşlardı. | Open Subtitles | أنا قمت بذلك مرّة لقد أطلقوا النار عليّ هنا |
| Deli olmalılar. Vur ve kaç. | Open Subtitles | إنهم مخبوليــن , لقد أطلقوا النار ثم هربوا |