Eğer yalancı olsaydım sizin en tatlı, en nazik yenge olduğunuzu ve sizi sevdiğimi söylerdim. | Open Subtitles | لو كنت ماكرة لكنت سأقول أنك أحنّ و أطيب خالة وأنني أحبك |
Ah, sizler Dünya'daki en nazik, En iyi güvenilir küçük yatırım bebekleri değil misiniz? | Open Subtitles | ألستم أطيب و أحلى المتصدقون على الأطفال في العالم كله ؟ |
en güzel şekerlemeleri annem yapardı. Bana ayda bir kutu gönderiyor. | Open Subtitles | أُمي تُعِد أطيب حَلوى وتُرسلُ لي مِنها كلَ شَهر |
Çöreğine biraz bal koy, böylesi daha lezzetli olur. | Open Subtitles | ضع بعض العسل على الكعك فسيكون طعمها أطيب هكذا |
Bilirsin, hapishanede yattıktan sonra hava daha güzel kokuyor. | Open Subtitles | الهواء رائحته أطيب بعد الخروج من الحبس |
Boston'un en kanlı sürtükleriyle ufak bir lezzet şöleni. | Open Subtitles | مجرد وليمة صغيرة من أطيب عاهرات بوسطن دماً. |
Bunu kim yapıyorsa en içten dileklerim onunla. | Open Subtitles | أعنى .. أن أيا من فعل هذا له أطيب تمنياتى |
Lütfen babanıza En iyi dileklerimi ve hızla iyileşeceğine dair umudumu iletin. | Open Subtitles | أرجو أن توصلي أطيب تحياتي إلى أباك و أمنياتي بأن يتعافى بسرعة. |
Mutluluklar dilerim. | Open Subtitles | أطيب تمنيّاتي لكِ. |
Eğer bu "Saygılarımla" değilse. | Open Subtitles | إن لم يكن "مع أطيب تحياتي" |
Bütün hizmetçileri hediyeye boğuyor. - O, tanıdığım en nazik kadın. | Open Subtitles | فهي تمطره بالهدايا هو والآخرين إنّها فعلاً أطيب امرأة أقابلها في حياتي |
Ayrıca benim dünyadaki en içten, en nazik ve en sempatik kişi olduğumu düşünüyordu. | Open Subtitles | ... كانت تعتبرني أيضاً ، أكرم ... ألطف أطيب رجل في العالم |
Hayatımda yediğim en güzel pancarlı ve meşe palamutlu kurabiye. | Open Subtitles | هذا أطيب بسكويت صنيع الشمندر وجوز البلّوط أكلته قطّ. |
Sen tanıdığım en güzel insansın. | Open Subtitles | أنت أطيب شخص إلتقيت به في حياتي. |
Hayatım boyunca yediğim en güzel şey olabilir bu. | Open Subtitles | إنّ هذا أطيب شيء أكلته في حياتي |
Belki de sana yiyecek bir şeyler bulmak için mutfağa gitmeliyiz ne dersin? Senin için çörekten daha lezzetli bir şeyler bulabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | لنجد لك شيء تأكله,أتفقنا؟ بأمكاننا أن نجد لك شيء أطيب لتأكله |
Sıcak sıcakken daha da lezzetli olur. | Open Subtitles | الطعام هنالك سوف يكون أطيب لأنه لا يزال دافئ |
Ahır bile daha güzel kokuyordu. | Open Subtitles | رائحة الأسطبل كانت أطيب من هنا |
Ahır bile daha güzel kokuyordu. | Open Subtitles | رائحة الأسطبل كانت أطيب من هنا |
Bir bardak çikolatalı lezzet! | Open Subtitles | 16أونصة من أطيب و أجود أنواع الموكا |
Yeni hükümete en içten dileklerimi ve başarısı için en coşkulu dualarımı sunuyorum. | Open Subtitles | أطيب تمنياتي إلى الحكومة الجديدة و اتمنى لها النجاح |
Yada sonsuza kadar En iyi parçana ne olduğunu bulmaya çalış. | Open Subtitles | أو امض بقية أبدك محاولًا تبيُّن ماذا دهى أطيب جزء فيك. |
Geline Mutluluklar dilerim. | Open Subtitles | مع أطيب تمنياتى للعروس |
Eğer bu "Saygılarımla" değilse. | Open Subtitles | إن لم يكن "مع أطيب تحياتي" |