tırnaklarının altındaki iz saldırganı tırmalamasıyla olabilir, ama başka... | Open Subtitles | الأثر على أظافره ربما من خدش المهاجم لكن عدى عن ذلك |
tırnaklarının arasında tutunmaya çalıştığına dair bir iz de yok. | Open Subtitles | لا شيء تحت أظافره أن يقول انه يكافح للتمسك. |
tırnaklarını yiyormuş ve dişlerin üstündeki mine ikinci seviyeye kadar inmiş. | Open Subtitles | يقضم أظافره , ومادة العاج في أسنانه مستهلكة حتى الطبقة الثانية |
Arkadaştık.Onu seviyordum ve şimdi öldü-- saç ve ve tırnakları hariç öldü diyebiliriz tabii. | Open Subtitles | ولقد كنا أصدقاء وأحببته والآن هو ميت ماعدا شعره و أظافره |
Tırnak uçlarını laboratuara analiz için gönderdim. | Open Subtitles | أخذت قطعة من أظافره وأرسلتها إلى المختبر للتحليل. |
Ben gelene kadar yıkama, ve tırnaklarına dokunma. | Open Subtitles | لا تقوم بالغسل حتى أصل هناك و لا تلمس أظافره |
tırnaklarının altında göz sıvısı buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت آثار للخليط الزجاجي للعين تحت أظافره |
Saçında çok fazla pislik var kulaklarında ve tırnaklarının içlerinde de çok pislik var. | Open Subtitles | لقد كانت هناك كمية كبيرة من التراب تغطي شعره و كمية كبيرة من التراب بداخل أذنيه و على نحو عميق بداخل أظافره |
Çünkü onun tırnaklarının altında senin DNA'nın olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لإنني أعرف إننا لدينا بعض من حمضكِ النووي من تحت أظافره. |
Üsteğmen Torres'in tırnaklarının altında bulduğumuz esrarengiz maddeyi biliyorsun. | Open Subtitles | هل تذكر تلك الجسيمات الغامضة التي وجدناها تحت أظافره ؟ |
Eğer Üsteğmen Torres'in tırnaklarının altına işleyecek kadar olduysa mutlaka yüzbaşıya kuvvetli bir şekilde tutunmuş olmalı. | Open Subtitles | لو كان لديه هذا القدر تحت أظافره فلابد أنه كان يجذب القائد بقوة |
Onun tırnaklarını sadece o kesebilirdi. | Open Subtitles | لقد كانت الشخص الوحيد المسموح له بقص أظافره |
tırnaklarını güzel ve düzgün tutmak için her gece gelen manikürcüsü bile var. | Open Subtitles | لديه أيضاً منظّف أظافر يأتي كل ليلة . كي يبقي أظافره مقلّمة و نظيفة |
Araçlara erişim var, son teknoloji hakkında her şeyi biliyor ve tırnaklarını yiyor. | Open Subtitles | له وصول للسيارات ويعرف كل شيء عن أحدث التقنيات ويقضم أظافره |
Adamın tırnakları, kızın DNA'sı, kulübeden bulaşan bir şeyler. | Open Subtitles | أظافره وحمضها النووي .. والآثار في الحجرة وغير ذلك |
Odası dağınık durumda, tırnakları kirli ,saçları berbat. | Open Subtitles | غرفة نومه فوضى، أظافره القذره، شَعره المروّعُ. |
Kanımca şerefli dostum bir şeyler bulmak için bu şekilde tencerenin dibini kazımaya devam ederse Tırnak aralarına bir şeyler batabilir. | Open Subtitles | أشعر لو أن صديقي الشريف أستمر في قشط قاع برميل الإعتراضات لربما يتعرض لخطر نيل شظايا تحت أظافره |
Ellerinde şişlik ya da kırılma yok. Tırnak içlerinde kalıntılar var. | Open Subtitles | ليس هناك أي علامات أو بثور على يديه وهناك الكثير من التراب تحت أظافره |
Öyle görünüyor, fakat yine de tırnaklarına baktığımda uzman eli değmiş gibi görünmüyorlar. | Open Subtitles | يبدو كذلك، لكن أظافره لا تبدو وكأنها تعرف مبردة الأظافر على الإطلاق |
tırnaklarında kurumuş kan var. | Open Subtitles | الدمّ المُجَفَّف تحت أظافره. أنا سَأُكيّسُ أيديه، |
Buradaki adamın Tırnaklarından aldığımız cilt hücrelerine göre, beyaz bir erkek, ve bulduğumuz saç kökleri bize en azından siyah saçlı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | طوله حوالى 6 أقدام هنا,خلايا جلديه من تحت أظافره تشير الى ذكر أبيض |
İşaret parmağının tırnağı, üç kat daha uzun. | Open Subtitles | علامة أظافره أطول بالثلث |
Yeni elbise diktirmiş, kısa tozluklu, temiz tırnaklı ve tıraşlı biri. | Open Subtitles | أنيق جداً يرتدي غطاء للكاحل أظافره مقلمة شعره مصفف |
İbne cenaze levazımatçısı bile tırnaklarındaki boyayı çıkaramadı. | Open Subtitles | حتى الحانوتي لم يستطع تنظيف أظافره |