"أظنّ أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanırım
        
    • Bence
        
    — Öyle mi? Şey, bu durumda sanırım her şey tamam. Open Subtitles حسناً، في هذه الحالة أظنّ أنه لا بأس بذلك
    Şey, sanırım kurallarınızın dışına çıkmalısınız. Open Subtitles أظنّ أنه يجدر بكِ إبعاد قوانينكِ عن جسمي
    Hayır, hayır, sanırım vali ile konuşmalısınız. Open Subtitles كلا، أظنّ أنه يجدر بكِ مكالمة الحاكم بهذا الشأن
    Yeni şekerlemelerimin tadına bir bakın. Bence satışları tavana vuracak! Open Subtitles أريدكم أن تتذوقوا حلوياتي الجديدة أظنّ أنه سيتم التهافت على شرائها
    Size bir şey göstermeliyim. Bence bu buradaki etkiniz hakkındaki... —...düşüncelerinizi değiştirecek. Open Subtitles يجب أن أريك شيئاً، أظنّ أنه سيغيّر شعورك حيال تأثيركم هنا
    Ve onun için işler şu aralar çok zorlaştığından sanırım bazen onu da vereceğinizi umuyor. Open Subtitles والأمور صعبة جداً بالنسبة له الآن لذلك أظنّ أنه أحياناً بتمنّى بأنكما تخلّيتما عنه أيضاً
    CIA'den biri bana geldi. sanırım, ülkem için oyunculuk yapmak falan gibi bir şeydi. Open Subtitles شخصٌماأتصلمنالمُخابراتالعامة، أظنّ أنه كان دوراً حركياً ، لبلادي.
    Geri döndüğümde deneme baskılarına bakarım sanırım. Open Subtitles أظنّ أنه عليّ إلقاء نظرة على الدلائل عندما أعود
    sanırım bir tür sinyal yollamalıyız. Open Subtitles أظنّ أنه يجدر بنا أن نبعث لهم بإشارة
    sanırım artık işi bırakma zamanım geldi. Open Subtitles أظنّ أنه آن الأوان لكي أتخلّى عنه
    Mısır unundan yapılıyor sanırım. Niye? Open Subtitles أظنّ أنه مصنوع من دقيق الذرة لماذا ؟
    sanırım bugünlük söyleyeceklerim bu kadar. Open Subtitles أظنّ أنه يجب علي قول ذلك اللّيلة
    İnkar etmemin bir önemi olmaz sanırım. Open Subtitles أظنّ أنه لن يُشكل فرقاً لو أنكرت ذلك
    Gidip baksam iyi olacak sanırım. Open Subtitles أظنّ أنه من الأفضل أن أذهب وأتحقق
    - Evet, biraz işi var sanırım. Open Subtitles أجل، أظنّ أنه سيكون هناك لفترة.
    Yukarıda biri beni seviyor sanırım. Open Subtitles أظنّ أنه يوجد في السماء من يحبّني
    O gayet iyi ama sanırım buraya gelmelisin. Open Subtitles -هي بخير لكن أظنّ أنه يجدر بك القدوم إلى هنا
    Adamım, Bence bu otobüste kalmak güvenli değil. Open Subtitles يا رجل، لا أظنّ أنه من الآمن البقاء على متن هذه الحافلة
    Bence bu sapaktan sapmalıyız. YERİNE OTUR, ÇOCUK! Open Subtitles ــ أظنّ أنه يجدر بنا أن نأخذ هذا المخرج ــ جلس يا فتى
    Bence de senin 3,5 aydır seks yapmamış olman çok saçma. Open Subtitles أظنّ أنه من السخيف أنك لم تقم علاقة منذ 3 أشهر ونصف
    Bir karar vermeden önce ikisiyle de tanışmalıyız Bence. Open Subtitles أظنّ أنه يجدر بنا مقابلة كلاهما قبل أن نتخذ قرارًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more