Galiba onlarda da aynı bilgi var. | Open Subtitles | لانني أظن أنهم قد توصلوا إلى نفس المعلومات |
Her neyse, kahve dükkânı. Galiba adam orada çalışıyor. | Open Subtitles | مهما كان، محل القهوة أظن أنهم يعملون هناك |
Paraları olduğunu ben de biliyorum. O kadar fazla olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنهم أغنياء، لكنني لم أكن أظن أنهم أغنياء لهذه الدرجة |
Daha önce hiç, bir cesede aşık olan hastaları olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنهم حصلوا على مريض وقع في غرام جُثة |
Televizyonda yaptığınız şeylerle ilgili olduklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أنهم يعرضون عدد كبير من أعمالك على التليفزيون |
Onları bayağı sıkı çalıştırıyoruz. Biraz rahatlamayı hak ettiler bence. | Open Subtitles | حسنا كنا نرهقهم بالعمل كثيراً أظن أنهم مستعدين للإستراحة قليلاً |
Sanırım geri gelmeni bekliyorlar ve bir bütün olarak gelmeni bekliyorlar. | Open Subtitles | و أظن أنهم بحاجة لعودتك أنهم بحاجة لعودتك كاملًا |
Aslında onların birer dolandırıcı olduklarını sanıyorum. | Open Subtitles | في الواقع أظن أنهم زوج من المحتالين |
- Galiba hepsi berbat. - Evet. Herkes berbat. | Open Subtitles | أظن أنهم جميعاً فشلة صحيح , الجميع سخيفين |
Galiba öyle yaptılar. Sarıp sarmalayıp götürdüler. | Open Subtitles | أظن أنهم قد فعلوا ذلك لقد قيدوه بالسلاسل واقتادوه خارجاً |
Galiba masaya oturmaya başladılar. | Open Subtitles | أظن أنهم يرتبون الجلوس على المائدة |
Galiba masaya oturmaya başladılar. | Open Subtitles | أظن أنهم يرتبون الجلوس على المائدة |
..bu işi halledeceğimizi sanmıyorum. Ya siz? | Open Subtitles | ..لا أظن أنهم سيحلون القضية، أتظنون أنتم؟ |
Dinle, 90 milyar ışık yılı uzaktan kavga ve tantana çıkarmak için geldiklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | انظري أنا حقا لا أظن أنهم سافروا 90 سنة ضوئية وأتوا ليحاربوا ويثيروا المتاعب |
Bak. 90 milyar ışıkyılını buraya gelip savaşmak için katettiklerini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | انظري أنا حقا لا أظن أنهم سافروا 90 سنة ضوئية وأتوا ليحاربوا ويثيروا المتاعب |
Bilmiyorum.Onların yaptıklarını sanmıyorum. Uyandım, o yüzden ... | Open Subtitles | لا أعرف، لا أظن أنهم فعلوا ذلك، أنّيأستيقظتللتو،لذا .. |
Nereyi istersen izin vereceklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أظن أنهم سيسمحون لك بأن تعيش في أي مكان ترغبه |
Bazen öksüzler yurdunda kafana bir şey düşürdüklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحيانا أظن أنهم في دار الأيتام ذلك أوقعوك على رأسك اللعين |
Bazen, seni o yetimhanede başının üzerine attıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أظن أنهم في دار الأيتام. أوقعوك على رأسك |
bence uzaydan gelmişler. Hiç buralıya benzemiyorlar. | Open Subtitles | أنا أظن أنهم من الفضاء الخارجي لا يمكن أن يكونوا محليين |
bence onlar paralı asker kılığıyla ... isyancılara yardıma gelmişler. | Open Subtitles | أظن أنهم مرتزقة متنكرون أتوا لمساعدة الثوار |
Sanırım geri dönen eski müşterilerine indirim yapıyorlarmış. | Open Subtitles | أظن أنهم يقومون بالتخفيض للزبائن القديمة |
Evet, burada olduklarını sanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، أظن أنهم هنا ـ ألم تخبرهم ؟ |