"أعتدتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışığım
        
    • eskiden
        
    • alıştım
        
    • Çocukken
        
    • alışkınım
        
    Böyle yaşamaya alışığım ben. Aileni işe karıştırmak istemeyiz. Ve kesinlikle... Open Subtitles لقد أعتدتُ القيام بهذا العمل لكسب لقمة العيش، حسنًا، ولن تريدي توريط والديك وبالتأكيد
    Bak, yaşamak için bunu yapmaya alışığım, tamam mı? Ama aileni buna bulaştırmak istemeyiz. Open Subtitles لقد أعتدتُ القيام بهذا العمل لكسب لقمة العيش، حسنًا، ولن تريدي توريط والديك وبالتأكيد
    Buna alışığım bu yüzden Syracuse Üniversitesi'ni aradım. Open Subtitles أنا أعتدتُ ذلك هذا هو السبب الذي جعلني أتصل بجامعة سيراكيوز
    eskiden böyle şeyleri sadece beyaz inek sesim ile söylerdim. Open Subtitles أعتدتُ أن أقول هاتهِ الأشياء فقط بـ صوتي الأبيض الأحمق
    Hayır ama arkadaşım öyleydi, eskiden kız kaldırmak için onun kravatını takardım. Open Subtitles كلا، صديقي كان كذلك ، أعتدتُ ارتداء ربطة عنقة لأنال أعجاب الفتيات
    Tüm o kendine olan güvensizliklerine falan alıştım. Sevsek de sevmesek de o böyle biri. Open Subtitles قدّ أعتدتُ على عدم إتزانها و ما إلى ذلك هذا ما هي عليهِ ، شئتُ ذلك أو أبيت.
    Bu çok hoşuma gider. Çocukken elime ne geçerse okurdum. Open Subtitles أتعلم، عندما كُنت فتاة أعتدتُ أن أقرأ قليلاً.
    alışkınım. Open Subtitles لا بأس ، قد أعتدتُ على ذلك.
    O gittiğinde ondan ben aldım orayı. Küçük odada olmaya alışığım. Open Subtitles أخذتها منه عندما رحل، نوعاً ما أعتدتُ أن أكون في الغرفة الصغيرة
    Hastanede, eşyaların yere düştüğü bir bodrum laboratuvarına alışığım. Open Subtitles أعتدتُ العمل في مختبر المستشفى حيث يقع كل شيء على الأرض
    Sorun değil, alışığım. Open Subtitles هذا جيّد أعتدتُ هذا
    Sözümü dinletmeye alışığım. Open Subtitles أعتدتُ أن أفعل طريقتي الخاصة.
    Sözümü dinletmeye alışığım. Open Subtitles .أعتدتُ أن أفعل طريقتي الخاصة
    Biliyorsunuz. eskiden Londra'da avukattım. Bu fiyat bana biraz fahiş geldi. Open Subtitles كما تعلم، أنني أعتدتُ أن أكون محامياً في لندن، يبدو إنه باهضاً للغاية
    Ve eskiden güneş gözlüklerimden kendi yansımasına bakarken yakalardım. Open Subtitles و أعتدتُ علي الأمساك به و هو يري إنعكاسه في نظارتي الشمسيه
    eskiden kadınları öyle güldürebiliyordum. Open Subtitles لقد أعتدتُ على أن أجعل النساء تضحك بهذه الطريقة.
    eskiden böyle serserileri kahvaltı niyetine yerdim. Open Subtitles لأنني أعتدتُ التخلص على هكذا نوع من الأشرار.
    - eskiden atla ve kayı çok severdim. - Eminim öyledir. Open Subtitles ـ أعتدتُ أن أحب لعبة التزحلق ـ حسناً، إنّك كذلك
    Yanımda olmasına alıştım. Open Subtitles أعتدتُ الشعور على تواجدها بقربي.
    Onu yanımda hissetmeye alıştım. Open Subtitles أعتدتُ الشعور على تواجدها بقربي.
    Çocukken resim çizerdim. Genelde insan resimleri. Open Subtitles أعتدتُ الرسم عندما كُنتُ صغيرة أرسم أغلب الأشخاص, مع ذلك
    Evet, ben alışkınım. Open Subtitles أجل، لقد أعتدتُ عليها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more