| Affedersiniz ama Bay Hughes o kadar para nereye gitti? | Open Subtitles | أعذرني لسؤالى، سّيد هيوز لكن أين ذهب كلّ هذا المال؟ |
| Affedersiniz! Bu ne cüret siz nasıl bay gill ile böyle konuşursunuz? | Open Subtitles | أعذرني كيف تتجرأ على ان تتكلّم مع السّيد جيل بهذه الطريقة ؟ |
| Affedersin. Bu kuzenim Meredith. Davanızda yardımcı oluyor bize. | Open Subtitles | أعذرني , هذه قريبتي ميريديث تساعدني في القضية |
| Afedersiniz Bay Emerson. Geri dönmezsem eğer kuzenim çok endişelenecek. | Open Subtitles | أعذرني ولكن أبنة عمي ستقلق جداً إذا لم أعود الآن |
| Bu kadar samimi olmam konusunda Özür dilerim Sayın Vali, ...ama ikinizden o kadar çok bahsetti ki size adınızla hitap etmek, normal hale geldi. | Open Subtitles | أعذرني لمعرفة طلبكما فقد تحدث القاضي عنكما كثيرا وسيكون من الطبيعي مناداتكما باسميكما |
| Virüsü bulmak için sekiz saatten az vaktim var. İzninizle. | Open Subtitles | و لدّي اقل من 8 ساعات لأيجاد مسبب المرض، أعذرني |
| Affedersiniz, en yakın ışınlanma odasını bize tarif edebilir misiniz? | Open Subtitles | أعذرني , أيمكنك أن توجهنا لأقرب حجرة أنتقال بالتخاطر ؟ |
| Affedersiniz, dövüş alanına çıkmak ile ilgili kimle konuşabilirim acaba? | Open Subtitles | أعذرني ، إلى من أتكلم بشأن الدخول إلى الحلبة ؟ |
| - Affedersiniz, Efendim eve bir adam yaklaşıyor. | Open Subtitles | أعذرني ، يا سيدي ، هناك رجل محترم يقترب من المنزل |
| Affedersiniz, şoföre bir baksanız iyi olur. | Open Subtitles | أعذرني . يجب أَن تتأكد من سائقك يا صديقي انه لا يبدو حار جداً |
| Ben hiç düet bilmem. Affedersiniz albay. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أي نغمات ثنائية أعذرني يا كولونيل |
| Affedersin. Ben yönetmenim, sen ise bir ofis eşyası. | Open Subtitles | أعذرني , أنا السلطة الإدارية وأنت المعدات المكتبية |
| Affedersin, bir dakika önce dalağımı yalıyordun, ama birlikte uyumak fazla yakınlaşmak mı oluyor? | Open Subtitles | أعذرني , فقط سمحت لك منذ لحظات ان تلعق جسمي لكن ان انام معك سيكون نوعا من الحميميه ؟ |
| Afedersiniz, fakat bu kişi bu meclisin hiçbir zaman üyesi olmadı... ve tutuklanmama ayrıcalığı mı var? | Open Subtitles | أعذرني ، لكن أليس كل عضو في هذه الجمعية مُنح حصانة من الإعتقال ؟ |
| Hayır. Gitmeliyim. Afedersiniz. | Open Subtitles | كلا، يجب أن أذهب، بعد إذنك أعذرني لقد كان من اللطيف مقابلتكم |
| Özür dilerim. Sonra bir açıklama yapacağım. | Open Subtitles | أعذرني ، أرجوك سيكون لدي تقرير لك لاحقاً ، حسنا ؟ |
| İzninizle. Kapıyı kendiniz bulabilirsiniz. | Open Subtitles | أعذرني الآن, أنتَ تعرف طريق المغادرة وحدكَ |
| - Ders 101. - Afedersin. | Open Subtitles | إنها ألف باء هذا العمل أعذرني يبدو أني لم أحضر هذه الحصة |
| Ve şimdi aileme gidiyorum. İzninle. Sana iyi şanslar. | Open Subtitles | أنا سأكون مع عائلتي، أعذرني حظاً موفقاً لك |
| - Üzgünüm, her şeyi bilmiyorum... - Bir grup keşif için,doğuya doğru gitti. | Open Subtitles | أعذرني لو لم أكن أعرف كل شئ لكن هناك مجموعة ذهبوا لاستكشاف الشرق |
| - Anladım. Bir saniye Anlamadım. Siz jüriden mi söz ettiniz? | Open Subtitles | أعذرني لثانية واحدة فقط لقد ذكرتَ هيئة المحلفين |
| Efendim, olay bu değilse beni affedin ama bayağı kararsız görünüyorsunuz. | Open Subtitles | سيدي، أعذرني إن لم يكن هذا هو الموضوع لكنك تبدو متردداً |
| - Yalvarırım... - Pardon. | Open Subtitles | أتوسل اليك أعذرني |
| Carbondale'de teyzem yaşıyor. Anlayamadım. | Open Subtitles | " لدي عمة في " كاربونديل - أعذرني - |
| Bunu kabullenmekte biraz zorlanıyorsam beni bağışla. | Open Subtitles | أعذرني إن وجدت هذا غير مقنع إلى حد ٍ ما. |
| Evlilikteki herhangi bir yakışıksız Bağışlayın beni ithamlardan kaçınmak için. | Open Subtitles | من اجل تحاشي أي أشتباه أعذرني بأن العلاقة غير لائقة |
| Kıdemsiz ajanlara yardım etmeye çalıştığım için kusura bakma. | Open Subtitles | حسناً, أعذرني لمحاولتي محاولة العملاء الجدد |