Bu yüzden erken teşhisin ciddi belirtiler oluşmadan önce demek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | و لهذا أعلم أن التشخيص المبكر للسرطان يعني قبل ظهور أعراض جادة |
İlaçların sende hiç yan etkisi olmuyor, ki bu tuhaf. | Open Subtitles | أنت لا تعاني أيّة أعراض جانبيّة من أدويتك وهذا غريب |
Her ne kadar iyi niyetli bir uygulama dahi olsa, Görünen o ki, yan etkileri de var. | TED | لذلك فعلى الرغم من كونه تطبيق حسن النية جدا، فبشكل واضح، كانت له أعراض جانبية. |
Travma sonrası stres sendromu yüzünden delirdiğime inandırmaya çalıştı beni. | Open Subtitles | حاولت إقناعي أنني سأجن بسبب أعراض الإجهاد ما بعد الصدمة |
İlki, altta yatan başka bir hastalık veya rahatsızlığın semptomu değil; rahatsızlığın kendisi. | TED | الأول ليست له أعراض مرض أساسي أو إصابة أو حالة؛ هُو بذاته الحالة. |
Koku ve dini simgeler görmek temporal lobda şişme olduğunun belirtisidir. | Open Subtitles | الروائح، الرؤى الدينية إنها أعراض تورم الفص الصدغي |
Her anımı hastalığın semptomlarının başlamasını bekleyerek yaşadım. | TED | لقد عشت كل لحظة وأنا أتوقع ظهور أعراض المرض. |
Gribe benzer belirtiler hissedebilirsiniz. | TED | حسنًا، من الممكن أن تظهر عليك أعراض تشبه أعراض الانفلونزا. |
belirtiler, oldukça hafif olabilir. | TED | من الممكن أن تكون أعراض ضعيفة إلى حد بعيد. |
Beyindeki şişme normal işlevleri durdurur ve işitme kaybı ve ışığa karşı aşırı hassasiyet gibi belirtiler görülür. | TED | وهذا التوذم في الدماغ يسبب تعطيلاً في وظيفته الطبيعيّة مسبباً ظهور أعراض كنقص السمع |
Kaplan'la randevumdan hemen sonra, beni ilaçların yan etkisi için izleyen bir şizofreni uzmanı Dr. Marder'ı görmeye gittim. | TED | و فور ذلك الموعد مع كابلان ذهبت إلى دكتور ماردر. أخصائي الفصام الذي كان يتابع أعراض العقاقير الجانبية |
İsrail ve İtalya’daki rastgele kontrollü denemeler tıbbi palyaçoların sakinleştiriciler kadar etkili olabileceğini gösterdi. Hiçbir yan etkisi olmadan. | TED | التجارب المراقبة المعشاة في إسرائيل وإيطاليا تُبين أن المهرجين الطبيين يمكن أن يكونوا فعالين مثل المهدئات بدون أعراض جانبية. |
Sabrina, granülleri alabilirsin ama seni uyarayım, doğruluğun acı verici yan etkileri olabilir. | Open Subtitles | دعيني أحذرك فالحقيقة قد تكون ذات أعراض جانبيه مؤلمه |
Böylece kötü niyetle Haldol verdiğin zamanki yan etkileri yaşamayacak. | Open Subtitles | لن تمر بأية أعراض جانبية لأن غرضك كان سليماً |
Fakat veterinerler tay reddetme sendromu ile başa çıkmak için bir müdahale yöntemi geliştirdiler: Kısrakta oksitosinin arttırılması. | TED | ولكن الأطباء البيرطيين قد لجأوا إلى تدخل للتعامل مع أعراض رفض هذا المُهر يتضمن زيادة الأوكسيتوسين لدى الفرس. |
- Hadi gidelim. Muhtemel ezilme sendromu var. Dört doz morfin verdik. | Open Subtitles | لنذهب أعراض تهشم محتملة أعطيناه 4 من المورفين |
Çünkü bunun için bir sebep yoktu. Bağırsaklarla ilgili bir semptomu yoktu. | Open Subtitles | لٔانه لم يكن هناك داع لم يعانِ من أية أعراض في أحشائه |
Tamam. Soruyu tersten soralım. Obezite neyin belirtisidir? | Open Subtitles | لننظر إليها من الجانب الآخر السمنة أحد أعراض ماذا؟ |
EKT, depresyon semptomlarının azalmasını sağlayan hormon akışını da canlandırır. | TED | ينشّط هذا العلاج أيضاً تدفق الهرمونات والتي تساعد على تخفيف أعراض الاكتئاب. |
Birlikte maruana kullanımının belirtilerine bakalım ne dersin? | Open Subtitles | لنراجع بعض أعراض تعاطي الماريجوانا معاً حسناً؟ |
Yoksunluk belirtilerinden biri derinin yanma hissidir. Elinde olmadan kaşırsın. | Open Subtitles | أحد أعراض ترك المخدرات هو الشعور وكأن بشرتك تحترق, ليس بوسعك إلّا خدشها. |
İlk gün onu gözlem altında tuttum ama diğerlerindeki belirtilerin hiçbirini göremedim. | Open Subtitles | إحتجزته لليوم الأول، لكنّي إكتشفت لا شيئ من أعراض الآخرين. |
Evet. Bir de dünkü semptomların bugün nasıl karaciğer yetmezliğine neden olduğunu bulmak. | Open Subtitles | نعم، و نحتاج أيضاً معرفة كيف يمكن أن يسبب توقف الكبد اليو أعراض البارحة |
Eğer COVID-19 semptomlarından şüpheleniyorsanız evde kalın ve tavsiye için doktorunuzu arayın. | TED | لو شككت بأن عندك أعراض كوفيد-19، ابقَ في المنزل، اتصل بطبيبك واستشره. |
Yazmak muhtemelen ruh bozukluğunun bir belirtisi. Ödül almak gibi... | Open Subtitles | الكتابة على الأرجح هي من أعراض هوسه، مثل أخذ تذكار. |
Azıcık da olsa paslanmışım, bu yüzden bazı yan etkiler görülebilir. | Open Subtitles | أنا صدئ قليلاً، لذا قد تحدث بعض أعراض جانبيّة |
Bence paranoyaklaşıyorsunuz ve bu bir travma sonrası stres bozukluğu semptomudur. | Open Subtitles | أعتقد أنك غدوت متشكّكاً و هذا من أعراض ما بعد الصدمة |