Senin için zor bir dönem olduğunu biliyorum ama bugünün tadını çıkartmanı istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها كانت أوقاتاً صعبة عليك لكنني أريدك أن تحاول الاستمتاع بهذا اليوم |
Bunun sizin için zor dolduğunu biliyorum. Sizin asistanınız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لابد أن هذا صعب عليك أعرف أنها كانت مساعدتك في التدريس |
Sadece bir mastürbasyon olduğunu biliyorum, ama belki de farkımız budur. | Open Subtitles | أعرف أنها مجرد عادة سرية، لكن ربّما ذلك هو الإختلاف بيننا. |
Onun Shelby'e aşık olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | . أعرف أنها كانت تحبه أخبرتني بذلك بنفسها |
Şehir dışında oturduğunu biliyordum ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها تعيش خارج المدينة و لكنى لم أعرف أين |
Ancak birkaç sorum daha var, çünkü insanların akıllarında bunların var olduğunu biliyorum. | TED | ولكن عندي بضعة أسئلة أخرى لأنني أعرف أنها هناك في عقول الناس . |
Can sıkıcı olduğunu biliyorum ama Yılbaşı Gecesi şehirde otel odası bulmak imkansız. | Open Subtitles | أعرف أنها بعيدة، لكن لا يمكن إيجاد غرفة فندق في المدينة، عشية رأس السنة الجديدة |
Dizimin falan olduğunu biliyorum, çünkü öyle söyleniyor? | Open Subtitles | أعرف أنها ليست ركبتي لأنه قيل لي أنها ليست لي |
Evet. Onun da koşulların kurbanı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هذا صحيح، أعرف أنها كانت مجرّد ضحية بريئة للظروف |
Bana kızgın olduğunu biliyorum, ama onunla gerçekten konuşmak zorundayım. | Open Subtitles | أعرف أنها غاضبة مني، لكن يجب أن أتحدّث معها |
Tehlikeli olduğunu biliyorum ama diğer seçenek nedir? | Open Subtitles | بالطبع إنها مخاطرة، أعرف أنها مخاطرة ، لكن ما البديل ؟ |
Aramayı sürdürüyor ve telefonu kapatıyor, o olduğunu biliyorum... ve sonra tekrar kapattı. | Open Subtitles | جوي , مستمره بالإتصال وتعليق الخط و أنا أعرف أنها هي لأنني أعرف صوتها وعلقت الخط مره أخرى |
Bunun büyük bir sürpriz olduğunu biliyorum, ama bana bu konuda güvenmelisiniz. | Open Subtitles | أنا أعرف أنها مفاجئة كبيرة ولكن أحتاج أن تثقوا بي بهذا |
Senin için büyük bir fırsat olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | صدقني, أنا أعرف ــ أنا أعرف أنها فرصة رائعة من أجلك |
Acil bir durum olduğunu biliyorum. Elimizden geleni yapacağız. Sizi bir Martta alabiliriz. | Open Subtitles | أعرف أنها حالة طارئة، سنفعل ما بوسعنا يمكنك الحجز في أول مارس |
Tabi ki nerede olduğunu biliyorum. Basketbol maçına gitti. | Open Subtitles | بالطبع أعرف , أنها مشتركة في لعبة كرة السلة |
Yunan olduğunu biliyorum ama konu bu değil. Sağlam bir davaydı. | Open Subtitles | أعرف أنها يونانية ، لكن هذا ليس هو الموضوع |
Bunun sadece kızları tavlamak için bir üçkağıt olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها مجرد مراوغة لالتقاط الفتيات |
Orasının, senin çiftliğin olduğunu bilmiyordum, hiç kadın da görmedim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها مزرعتك و لم أرى أي امرأة. |
Bu mektubu yazarken, biliyorum ki asla okunmayacak. | Open Subtitles | بينما أكتب هذه الرسالة أعرف أنها لن تُقرأ |
Bunun korkunç bir hata olacağını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها مجرد شائعة رغم أنني لا أريد أن أجرحه |
Onları almalıyım. Yukarı çıkmasına izin verme... çünkü masanın gözünde olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | كل أورارقي و أشيائي يجب أن آخذها كلها امنعه من الصعود إلى هنا ,أعرف أنها في المكتب |
Tanrım! Senden hoşlanıyor. eminim senden hoşlanıyor. | Open Subtitles | ياإلهي إنها معجبة بك أنا أعرف أنها معجبة بك .. |
Biliyorum, bu kulağa sert gibi gelebilir, ama bakın, eğer herhangi bir zamanda size yalan söylendiyse, bu yalan söylenmeye razı olduğunuz için olmuştur. | TED | أعرف أنها ربما تبدو كالحب القاسي، لكن أنظر،إذا في نقطة ما كذبت، إن ذلك بسبب موافقتك على الكذب. |