"أعصابها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sinirleri
        
    • sinirlerini
        
    • sinirlerinin
        
    • sinirli biri
        
    Hayır, onu sıkıştırınca, sinirleri bozulmaya başladı. Open Subtitles لا, عندما واجهتها كانت على وشك أن تفقد أعصابها
    Hayır, onu sıkıştırınca, sinirleri bozulmaya başladı. Open Subtitles لا, عندما واجهتها كانت على وشك أن تفقد أعصابها
    Tanrım! Gözleri çok seviyorum! Gözdeki merceği, bağları, sinirleri seviyorum. Open Subtitles أحب العيون,أحب عدساتها ,نظراتها أحب أربطتها و أعصابها
    Ki onun o bölge deki sinirlerini acıya aşırı derecede hassas hale getirdi, Open Subtitles وهو الذي جعل أطراف أعصابها حساسة جداً للألم
    Midesini ve sinirlerini daha fazla yormamak için stajını sona erdirdim. Open Subtitles حسنًا، لانقذ أعصابها ومعدتها فقد سرحتها من تأهيلها.
    O evde yalnız kalabilmesi için sinirlerinin sağlam olması gerek. Open Subtitles لا بد أن أعصابها حديديه لتقيم هنا على مسؤليتها
    İnançlarından dolayı göz sinirlerinin yeniden canlandığını ileri sürmüştünüz. Open Subtitles وأنتِ تكّهنتي أن أعصابها البصرية جُددت بسبب معتقداتها.
    Gueugnon'da öğretmenlik yapan Amelie'nin annesi, Amandine Fouet her zaman biraz sinirli biri olmuştur. Open Subtitles والدة أميلي مديرة مدرسة بجروجين أعصابها مهزوزة دائما
    O günden beri sinirleri çok bozuk. Open Subtitles لقد ساءت أعصابها منذ ذلك الحين
    Bence sinirleri "sıcaklık kontrolünü" bozuyor. Open Subtitles أظن أعصابها تعبث بدرجة الحرارة
    Bazı sebeplerden dolayı, gerilim normalin üstündeydi Fazla stres yapmayan Catalina'nın bile o gün sinirleri tepesindeydi. Open Subtitles لسبب ما , التوتر كان مرتفعاً على غير العادة {\pos(192,210)}حتى ( كاتالينا ) المسترخية دوماً فقدت أعصابها
    - sinirleri bozuldu. Open Subtitles أعصابها تمكنت منها.
    İsviçreye özgü bir hastalık. sinirleri birikmiş durumda. Open Subtitles أنه "مرض السويسر"، أعصابها هادئة الآن
    Peki ya sinirleri ne durumda? Open Subtitles أعصابها عن ! ماذا
    Bebeklerden hoşlanmıyor, sinirlerini ayağa kaldırıyormuş. Open Subtitles إنها لا تحب الأطفال، إنهم يثيرون أعصابها
    Onun sinirlerini bozacak ya da rahatsız edecek bir şey istemem Open Subtitles لن أريد أ شيء يثير أعصابها أو يغضبها
    sinirlerini yatıştırmak için bir şeyler içti. Open Subtitles لقد أخذت شىء صغير ليريح أعصابها
    Sadece bir tane, sinirlerini kaybetmiş bir intihar bombacısı. Open Subtitles واحدة فقط، إنتحارية وقد فقدت أعصابها
    Artan uyuşukluk, sinirlerinin ölmeye başladığı anlamına gelir. Open Subtitles الخدرُ المتصاعد يعني أنّ أعصابها تتخرّب
    Gueugnon'da öğretmenlik yapan Amelie'nin annesi, Amandine Fouet her zaman biraz sinirli biri olmuştur. Open Subtitles والدة أميلي مديرة مدرسة بجروجين أعصابها مهزوزة دائما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more