Ya da cinsel organlarını araba aküsüne bağlayacak birini? | Open Subtitles | أو تجعل أعضائه التناسلية مربوطة ببطارية سيارة؟ |
Kuyruğu bacaklarının arasına gider ve cinsel organlarını örter, kulakları düşer. | Open Subtitles | يدخل ذيله بين رجليه مغطيّاً أعضائه التناسليّة و يخفض أذنيه |
...bütün iç organları normal yerlerinin tam tersinde. | Open Subtitles | كل أعضائه الداخلية على الجانب المعاكس للوضع النموذجي |
Öyle bir kuvvet, iç organları ezmiş olmalı. | Open Subtitles | هذه القهوة قد تضعف أعضائه الداخلية يحول داخله إلى المربى |
Hayati organlarının başında dur. Odayı terketme ve akbabaları uzak tut. | Open Subtitles | إبقى فوق أعضائه الحيوية لا تغادر الغرفة و ابقى كالنسر. |
Cinsel organı civarında bazı deri parçaları var prezervatiften veya penisinden gelmiş olabilir | Open Subtitles | أو ربما جاء ذلك ممن كان يتقلب بين الأغطية وجدت شحوم على أعضائه التناسلية ربما من واقي ذكري |
Bir insanı bütün bir yıl boyunca bağlı tutacak, elini kesip parmak izlerini kullanacak, ve üreme organına boru takacak bir isteği düşün. | Open Subtitles | لتقطع يديه وتستخدمها 000 لتزرع بصمات وأن تدخل أنابيب فى أعضائه التناسليه |
Aşçı Tucker'a tüm organlarını yok edecek zehri son yemeğine katması için para verdi. | Open Subtitles | دَفعتْ توكر الطباخ لتَشْويك له أخيراً وجبة طعام بالسمِّ الكافيِ لتَحْطيم أعضائه. |
Diğer organlarını da analiz ettiğimiz zaman benzer miktarda izine rastlayacağımızı tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أحزر بأنّنا سنجد كمية مماثلة في كلّ من أعضائه. |
Erkek arkadaşını öldürmüşsün, ona tuzak kurup, adamın organlarını satmışsın. | Open Subtitles | لقد قتلتي حبيبك , أوقعتي به و بعتي أعضائه كأعضاء بديلة |
Her neyse, organlarını tamamen sıvılaştırmış ardından burada, karnındaki kesikten dışarı çıkmış. | Open Subtitles | أياً كان ذلك فقد أذاب أعضائه كلياً وامتُصت بعدئذ من خلال هذا الشق الممزق في بطنه |
İç organlarını mahveden bir toksin salgılıyor. | Open Subtitles | وهي تطرح سموماً تحطم أعضائه الداخلية وقد حاولت بأقى المضادات الحيوية لدينا ولكن |
organları ve sinir sitemi çalışıyor ancak duyuları cevap vermiyor. | Open Subtitles | و أعضائه لا تعمل بانتظام و لكن ليس لديه وعي لكي يتحدث عن هذا |
organları bu hızla çökmeye devam ederse bir iki güne kalmaz, hayatını kaybeder. | Open Subtitles | بمعدل انحلال أعضائه هذا أمامه يوم أو اثان |
Bir erkek, organları iflas etmeden önce % 40 oranında kan kaybedebilir. | Open Subtitles | يستطيع الرجل فقد 40% من دمه قبل أن تفشل أعضائه بأداء مهماتها |
En azından bir saatliğine hayati organları durmuş gibi olacak. | Open Subtitles | بعد ساعة على الأقل، أعضائه الحيوية ستبدو كأنها متوقفة |
Bütün hayati organları durdu, sanki hayat ışığı, ...aşkları, nefretleri, inancı ve korkuları alınmış gibi. | Open Subtitles | أعني، كل أعضائه الحيوية توقفت ببساطة كمالوأن بريقحياته.. حبه و كراهيته، إيمانه و مخاوفه قد .. |
Gerisini çıkartmaya gerek yok. Gümüş organlarının içine girmiş. | Open Subtitles | لن يفيد استخراج البقيه من جسدة الفضة أخترقت أعضائه |
Yok ya. Cinsel organı, deli kübistlerin saldırısına uğramış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يا إلهي، كلا، إنه يجعل أعضائه التناسلية تبدو .كأنها تعرضت للهجوم من قبل رسام مجنون |
Elini kesip parmak izlerini kullanacak ve üreme organına boru takacak bir isteği düşün. | Open Subtitles | لتقطع يديه وتستخدمها لتزرع بصمات وأن تدخل أنابيب فى أعضائه التناسليه |
Kuşrun hayati organlardan geçip yan eğrilikte kalmış. | Open Subtitles | الرصاصة أخترقة أعضائه الحية و أستقرت في التقويس الخلفي |
Belki üzerindeki büyü organlarına sahip olan insanları da etkiliyordur. | Open Subtitles | ربمّا التعويذة تبحث عن صلة وأصابت الأشخاص الذين حصلوا على أعضائه. |
Cinsel organında bir madde var. | Open Subtitles | المادة على أعضائه التناسلية. |