"أعطيتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • verdin
        
    • verdiğim
        
    • vermiştim
        
    • verdiğin
        
    • verdiniz
        
    • verdiğiniz
        
    • vermiş
        
    • vermişsin
        
    • Onu
        
    • verdi
        
    • verdiğimi
        
    • verdiğini
        
    • verirsen
        
    • ona verdim
        
    • bıraktım
        
    Onu sevdim. Ona hep verdim... Ona bir sürü ıvır zıvır verdin baba. Open Subtitles لقد أحببتها و أعطيتها كل شئ أشياءا يا ابى ، أعطيتها أشياءا
    Onu sevdim. Ona hep verdim... Ona bir sürü ıvır zıvır verdin baba. Open Subtitles لقد أحببتها و أعطيتها كل شئ أشياءا يا ابى ، أعطيتها أشياءا
    Ayrıca Z Özel Biriminin, verdiğim resimleri görmezden gelmesi de. Open Subtitles كذلك تجاهل لجنة تقييم تهديدات الزائرين للصور التي أعطيتها لهم
    Sadece sana verdiğim, onaylı arkadaş listesindekilerle konuşacağın konusunda anlaştığımızı sanıyordum. Open Subtitles لقد اتفقنا أنك ستتحدث فقط مع قائمة الأصدقاء التى أعطيتها لك
    Kumral, zayıftı. Titriyordu. Battaniye vermiştim. Open Subtitles كنت نحيلة وشعرها أسود وكانت ترتجف وقد أعطيتها بطانية
    Bana verdiğin bir liste fikirden sonra tüm sezon kötü oynasan umurumda olmaz. Open Subtitles بعد لائحة الأفكار التي أعطيتها لي لا أهتم لو أضعت لنا الموسم بأكمله
    Kızı bana verdin, kılına zarar gelmesini istemiyorum. Open Subtitles أنت أعطيتها لى وأنا لا أريد أى ضرر لها لا يمكننى متابعتها كل دقيقة
    O zaman neden anahtarlarını verdin, pislik? Open Subtitles إذن لماذا أعطيتها المفاتيح أيها الأحمق ؟
    -Bir keresinde 1000 dolar verdin. -Yanında bir adam var mıydı? Open Subtitles ـ لقد أعطيتها ألف دولار , مرة من المرات ـ هل كان هناك رجل معها ؟
    -Bir keresinde 1000 dolar verdin. -Yanında bir adam var mıydı? Open Subtitles ـ لقد أعطيتها ألف دولار , مرة من المرات ـ هل كان هناك رجل معها ؟
    Buzdolabında karımın bu yüzüğü verdiğim kadının bir resmi var. Open Subtitles هناك صورة لزوجتي المرأة التي أعطيتها هذا الخاتم على برادك
    Ona fotoğrafları verdiğim gün en küçük oğlunun 14. doğum günüydü. TED واليوم الذي أعطيتها فيه الصور صدف أنه عيد ميلاد ابنها الأصغر ذي ال14 ربيعا.
    Doğruların tek karar mercii sizlersiniz ve size verdiğim yetkilere dayanarak yegâne göreviniz sanığın suçunu ya da masumiyetini belirlemektir. Open Subtitles أنت القضاة الحصريون للحقائق وبموجب التعليمات التي أعطيتها اليكم أنه واجبكم وواجبكم وحدكم لتحديد الذنب او براءه المتهم
    Öldürülmeden 2 hafta önce onun 16 yaş şerefine bir parti vermiştim. Open Subtitles قبل أسبوعين من مقتلها أعطيتها هدية بداية المراهقة
    Çok hoş. Ama durması için ona şans vermiştim ve o, kabul etmedi. Open Subtitles ولكنني أعطيتها فُرصة للتوقّف وهي لم تستغلّ تلك الفُرصة
    Bu saat, bana verdiğin günden beri, bir saniye bile geri kalmadı. Open Subtitles هذه الساعه لا تتأخر ثانيه .منذ اليوم الذي أعطيتها لي
    - Ona, Faslı bir bakanın size verdiği altın bir kutuyu verdiniz. - Neden bahsettiğini bilmiyorum. Open Subtitles أعطيتها الصندوق الذهبي الذي اعطاك اياه وزير خارجية
    O halde son olarak polise verdiğiniz... detaylı ifade... yanlıştır. Open Subtitles حسناً إذاً الإفادة الثانية التى أعطيتها للشرطة كانت غير صحيحة؟
    Cimri piç. Bozukluklarımı bana geri vermiş. Open Subtitles الملعون الرخيص أعاد لى الفكة التى أعطيتها له
    240 poundluk birine göre vermişsin. Open Subtitles أعطيتها كمية معادلة لرجل يزن 240 بــاوند.
    Onu, verebileceğim asla akıllarına gelmeyecek olan tek kişiye vermeliydim. Open Subtitles أعطيتها إلى الشخص الوحيد الذي لن يظنوا أنني أعطيتها له
    Cüzdanı kendisinin bulduğunu söyleyip bana verdi. Ben de ona 100 dolar verdim. Open Subtitles لقد قالت أنها وجدت المحفظة وأعطتني إياها وأنا أعطيتها 100 دولار
    Yüz bin dolardan daha değerli bir peni verdiğimi de unutmayalım. Open Subtitles عدا عن أنني أعطيتها بنساً تزيد قيمته عن المئة ألف دولار
    Hapları senin verdiğini söyledim çünkü başımın belaya girmesini istemiyordum. Open Subtitles أخبرتها أنكِ أعطيتها لي لأنني لم أود الوقوع في مشاكل
    Pekala, bilimsel metotlar eğer ona bir şans verirsen her zaman işe yarar. Open Subtitles جيد ، حسنا إذا الطريقة العلمية تعمل من حين لآخر إذا أعطيتها فرصة
    Onun saçını kestim, giysilerimi ve parfümümü ona verdim. Open Subtitles أعطيتها قصة شعري، وأعطيتها ملابسي وعطري.
    Onu özgür bıraktım ama aile şerefini korumasını da öğrettim. Open Subtitles لقد أعطيتها الحرية و لكننى علمتها ألا تلوث شرف عائلتها أبدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more