D'Haran askerleri senin nöbetinde öldürüldü. Sana zindanın anahtarını ve bir silah verdim. | Open Subtitles | الجرّاس الدهاريون قتلوا أثناء نوبتكَ أعطيتُكَ مفاتيح الزنزانات ، و الأسلحة. |
Ayrıca sana bir çok şey verdim ve hiç birini aşırı bulmadın. | Open Subtitles | وقد أعطيتُكَ الكثير ولكنكَ لم تجده مُفرطاً |
Sana az önce vakanın cevabını verdim, değil mi? | Open Subtitles | لقد أعطيتُكَ الإجابة للتوّ، أليس كذلك؟ |
Doğrusu, önceden sana verdiğim isim gerçek ismim değildi. Çok özür dilerim. | Open Subtitles | انا آسفَة ، لكِن الإسم الذي أعطيتُكَ إيّاه كانَ مزيّفاً |
verdiğim ilacın işe yaramadığını gösteriyor. | Open Subtitles | بل يعني أنّ الدواء الذي أعطيتُكَ إياه لا يعمل |
Sana ruhumu verdim. Bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | ،لقد أعطيتُكَ روحي نحن بيننا عَقد |
Sana bunu söylemen için bir sürü fırsat verdim. | Open Subtitles | أنا أعطيتُكَ كُل الفرص لتقول ذلك. |
Daha yeni 500 kâğıt verdim. | Open Subtitles | -قد أعطيتُكَ 500 دولار مؤخّراً |
Daha yeni 500 kâğıt verdim. | Open Subtitles | -قد أعطيتُكَ 500 دولار مؤخّراً |
Daha yeni 500 kâğıt verdim. | Open Subtitles | -قد أعطيتُكَ 500 دولار مؤخّراً |
Sana bir liste verdim. | Open Subtitles | أعطيتُكَ لائحةً |
Ben de yanıtımı çoktan verdim. | Open Subtitles | لقد فعلتُ كلّ شيء أردتِه . -ولقد أعطيتُكَ جوابي . |
Ona ödemen için sana para verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيتُكَ المال لتدفع لها. |
Unutma, Percy. Sana bir şans verdim. | Open Subtitles | تذكر فقط، (بيرسي) لقد أعطيتُكَ فرصة |
Sana verdiğim listede yoktu. O isimde kimseyi tanımıyorum. | Open Subtitles | لم يرد في القائمة التي أعطيتُكَ إيّاها لا أعرف أحدًا بذلك الاسم |
Sana verdiğim sakinleştirici sekiz saniye içerisinde etkisini gösterecek. | Open Subtitles | سيبدأ مفعول مخدّر الخيول الذي أعطيتُكَ إيّاه توًّا بعد ثماني ثوانٍ |
Sana verdiğim örnekleri inceleme fırsatın oldu mu? | Open Subtitles | هل سنحت لك الفُرصة لتحليل العيّنة التّي أعطيتُكَ إيّاها ؟ |