| Onunla vedalaşman için bir şans vermek istedim. Başka bir tesise gidecek. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك فرصة لتوديعه إنه سينتقل إلى مركز آخر |
| Seninle konuşmama izin vermelerinin tek nedeni... sana bir şans vermek. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلهم يتركونني أتحدث معك أن أعطيك فرصة. |
| Beni suratımdan yumruklamanı affedeceğim ve sana ikinci bir şans vereceğim. | Open Subtitles | سوف أسامحك على ضربك لي في وجهي وسوف أعطيك فرصة ثانية |
| Bu kavgadan kaçmanız için size bir şans vereceğim. Teklifimi kabul etmenizi şiddetle öneririm. | Open Subtitles | سوف أعطيك فرصة أن تبتعد عن هذا القتال ، وأقترح بشدة أن تقبل عرضي |
| Sana bir şans veriyorum bildiğin bazı şeyleri o söylemeden önce anlatman için. | Open Subtitles | أعتقدت بأني سوف أعطيك فرصة لتخبرني أي شيء قبل أن يقوم هو بالكلام |
| Seni teknemle gezdirip, beni tanıman için şans vereyim. | Open Subtitles | أعطيك فرصة للتعرّف علي حقا |
| Bu konuda bir şeyler yapmanız için size bir fırsat vermek istiyorum , eğer istiyorsanız tabii | Open Subtitles | أنا أردت أن أعطيك فرصة أذا كنت تريد أن تفعل شئ لهذا. |
| Seni severim, ...bu nedenle durumu kurtarmak için sana bir fırsat vereceğim. | Open Subtitles | أنا معجبةٌ بك ولهذا السبب أنا أعطيك فرصة لتحفظ ماء وجهك نحنُ نرفع عرضنا عشرين بالمئة |
| Ben sadece sana savaşma fırsatı veriyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول بأن أعطيك فرصة للقتال، ذلك كل ما في الأمر |
| Doğru şeyi yapman için sana bir şans vermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أعطيك فرصة لفعل الشيء الصحيح |
| Sadece sana birşeyler söylemen için şans vermek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعطيك فرصة أن تقول شيئا |
| Sana son bir şans vermek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أعطيك فرصة ثانية |
| Ya seni dışarı gönderip tüm programı riske sokacağım Ya da sana başını kıçından çıkarıp bu şehirde bir fark yaratabileceğimiz bir yardımda bulunman için bir şans vereceğim! | Open Subtitles | يمكنني إما اطردك الذي من شأنه أن يضع هذا البرنامج كله في خطر، أو أن أعطيك فرصة واحدة أخيرة لتخرج رأسك من مؤخرتك |
| Tıpkı bana verdiğin gibi sana da bir şans vereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطيك فرصة نفس التي اعطيتني |
| Günahlarından arınman için sana bir şans vereceğim. | Open Subtitles | أنا فقط كنت أعطيك فرصة واحدة للفداء |
| Ama yaradanına kolun ve bacağın kopmadan gitmen için sana bir şans veriyorum. | Open Subtitles | لكن سوف أعطيك فرصة لتقابل خالقك بيداك وقدماك ملتصقين |
| Tarlada nasıl çalışılacağını öğrenmen için sana şans veriyorum. | Open Subtitles | أعطيك فرصة للتعلّم كيفية العمل في الحقل. |
| Kendini kanıtlaman için sana bir şans veriyorum. Beni utandırma. | Open Subtitles | -أنا أعطيك فرصة هنا لا تجعلني أبدو كأحمق |
| Seni teknemle gezdirip, beni tanıman için şans vereyim. | Open Subtitles | أعطيك فرصة للتعرّف علي حقا |
| Bu konuda bir şeyler yapmanız için size bir fırsat vermek istiyorum, eğer istiyorsanız tabii | Open Subtitles | أنا أردت أن أعطيك فرصة أذا كنت تريد أن تفعل شئ لهذا. |
| İnan bana, bize fırsat vermek için gidiyorum. | Open Subtitles | صدقني. أنا راحلة حتى أعطيك فرصة |
| Size kendinizi toparlama fırsatı veriyorum. | Open Subtitles | أنا أعطيك فرصة لتجمع شتات نفسك؟ |
| Stuart, kendini açığa çıkarma fırsatı veriyorum sana. | Open Subtitles | ستيوارت، أعطيك فرصة لتخليص نفسك |