"أعلم أنه كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyorum
        
    • olduğunu bilmiyordum
        
    • olduğunu biliyordum
        
    • yaptığını biliyorum
        
    Beyaz üstünlüğünü savunduğunu ve ırkçı, iğrenç birisi olduğunu biliyorum.. Open Subtitles أعلم أنه كان شخص مؤمن بسيادة المجموعة وعنصري، مثير للاشمئزاز
    Pekâlâ, biraz delilik olduğunu biliyorum ama bunu istiyorum, tamam mı? Open Subtitles أعلم أنه كان نوعا ما جنونيا لكنني أردتها فحسب , حسنا ؟
    Sahada bu kadar vakit geçirince dersleri idare etmenin zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه كان صعبا عليك أن تتابع الدراسة كما يجب عليك أن تقضي وقتا في الملعب
    Affedersin, hasta olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles آسف , لم أكن أعلم أنه كان يعاني من مرض معدي
    Onun arkadaşınız olduğunu biliyordum. En büyük bağışçımız olduğunu söylemiyorum bile. Open Subtitles أعلم أنه كان صديقك ناهيك عن أنه من أكبر المتبرعين لنا
    Sana yapılan çağrılardan hoşlanmadığını... ve seçmelerde başarısız olduğunu biliyorum ama sana diyeceğim. Open Subtitles أعلم أنه كان قرارا خاطئا أن ترسب في الاختبار فلا يتم اختيارك , وهذه الأمور في الحقيقة , أنا غير آسف
    Onun sekizincide de burada olduğunu biliyorum, ama, çoğu kimse biliyor ki, son sene aslında telefonla bağlandı. Open Subtitles أعلم أنه كان هنا لـ ثمان لكن كما تعلمون , العديد من الناس يقولون أنه مجرد نوع من الإتصال للداخل في الموسم الأخير
    Aranızda daha önce birşeyler olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه كان هناك شيء بينكما الاثنان لذا، ماذا كان، نك؟
    Dövmesi olduğunu biliyorum. Bunu biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنه كان لديه وشم ، أنا أعلم ذلك
    Ve sana söylemeliyim, ikinizin bir geçmişi olduğunu biliyorum. Open Subtitles وأعتقد بأنه يجب أن أخبرك بأني أعلم أنه كان لديكم ماضي معاً
    Tamam, uzun bir gün olduğunu biliyorum. Sanki on günlük vardiya gibi. Open Subtitles حسناً، أعلم أنه كان يوماً طويل لقد كانت أطول عشر أيام من العمل
    Anlaşılması güç olduğunu biliyorum. Ama burada olmak onu öldürüyordu. Open Subtitles وأنا أعلم أنه كان من الصعب حقا أن نفهم ولكن حصل هنا جريمة القتل
    Biraz gergin olduğunu biliyorum, ama bana iyileştiğini söylemişti. Open Subtitles أعلم أنه كان مُتوتر قليلاً، لكنه قال أنّ هذا طبيعي.
    Yalnızca bir rüya olduğunu biliyorum ama kurtulamıyorum. Open Subtitles أعلم أنه كان مجرّد حلم لكن لا يمكنني تمييزه
    Çok uygunsuz bir davranış olduğunu biliyorum ama ne olursa olsun sana aşık olmuş olacaktım. Open Subtitles أعلم أنه كان غير ملائمٍ كلياً وإن كان في ذلك أهميّة.. على الأرجح أني كنتُ سأقع في حبكِ
    Ağır bir rol olduğunu biliyorum, ama daha bu sabah büyük ilerleme kaydettin. Open Subtitles أعلم أنه كان صراعاً، لكنك قدمتِ أداءً رائعاً هذا الصباح.
    Bebeğinin ölmesinin senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum ayrıca çok da üzgünüm. Open Subtitles أعلم أنه كان صعباً عليك خسارة طفلك وأنا آسفة لحدوث هذا
    Aramızda gerilim olduğunu biliyorum, herhalde ben senden daha suçluyum. Open Subtitles أعلم أنه كان هناك بعض التوتر والذي ألام فيه أنا أكثر منك ربما
    O dönemlerde, Capitol Steps'te bir inekle ilişkiye girmenin illegal olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles في ذلك الوقت، لم أعلم أنه كان غير شرعي مضاجعة بقرة على عتبة مبنى الكونغرس.
    Kasten yapmadım, yemin ederim. Büyü olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أقصد ذلك، أقسم، لم أعلم أنه كان سحرًا.
    Koşmanın aptalca olduğunu biliyordum, ama elimde değildi. Open Subtitles أعلم أنه كان غباءً أن أركض ولكني لم أستطع منع نفسي
    Ama onların yaptığını biliyorum. Open Subtitles ولكن أنا أعلم أنه كان لها؛ كلهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more