"أعلم أنه لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadığını biliyorum
        
    Aynı şey olmadığını biliyorum ama bence sen ve Peyton bu durumu aşabilirsiniz. Open Subtitles وأنا أعلم أنه لا يبدو كذلك , ولكن أراهن أنك وبيتن ستتخطيان ذلك ايضاً.
    Ki tam da bu yüzden, Micheal'da bir sorun olmadığını biliyorum. Open Subtitles وهذا بالضبط ما يجعلني أعلم أنه لا يوجد على الإطلاق مشكلة في مايكل
    Özür dilerim. Lütfen beni affet. Hazır olmadığını biliyorum. Open Subtitles أنا آسفة, ويل, أرجوك سامحني أعلم أنه لا يزال مبكرا ذلك بالنسبة لك
    Şu an öyle olmadığını biliyorum ama bir gün büyüye izin verilecek. Open Subtitles أعلم أنه لا يبدوا الآن لكن في يوم ما سيسمح بالسحر مرةً أخرى
    Doğru olmadığını biliyorum ama bir şekilde kafama yerleşmiş ve döküldü. Open Subtitles أعلم أنه لا يجعل الأمر يبدو صحيحاً لكنه كان في الداخل وأستقر هنا وانطلق إلى الخارج
    Burada durup sizden bir şey istemeye hakkım olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا يحق لي أن أطلب منكم أي شيئ
    Soho House'ta branç olmadığını biliyorum ama idare edeceksin artık. Open Subtitles أنا أعلم أنه لا يقضوا في البيت سوهو، لكنها قد ستعمل على القيام به.
    Denizci değilim ama o limanda, bizi o kadar uzağa götürecek bir tekne olmadığını biliyorum. Open Subtitles لست بحارًا، لكنّي أعلم أنه لا يوجد أي قارب بهذا الميناء كفيل بإيصالنا لهذه المسافة
    Seni seviyorum, çünkü bundan başka yol olmadığını biliyorum. Open Subtitles أحبك لأننى أعلم أنه لا يمكننى إلا حبك
    Efendim, burada bulunmam için bir sebep olmadığını biliyorum ama burada olmam gerekliymiş gibi hissediyorum. Open Subtitles سيدى .. أعلم أنه لا يوجد سبب لوجودى هنا... لكننى
    - Çok fazla zamanımızın olmadığını biliyorum senin için üzücü olan, Marcella'nın da fazla zamanın olmaması. Open Subtitles أستمع إلي أيها المجرم الغبي أبن السافلة أعلم أنه لا يوجد لدينا وقت وذلك يعني بحزن .أن مارسيلا ليس لديها وقت أيضاً ما الذي تعرفة ؟
    Uğursuzluk diye bir şey olmadığını biliyorum ama kötü enerji diye bir şey var. Open Subtitles أعلم أنه لا يوجد شئ بالحظ السئ ... لكن هنالك طاقة سلبية
    Bunun böyle olmadığını biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنه لا يعمل بهذه الطريقة.
    Hayalet diye bir şeyin olmadığını biliyorum ama... Open Subtitles انظر ، أعلم أنه لا يوجد شيء كالأشباح
    Umurunda olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا يهمك
    Buna inanabiliyor musun? Evet, ağaçtan bir telefon. Ortada kutlanacak çok bir şey olmadığını biliyorum. Open Subtitles . أعلم أنه لا يبدو أنه يستحق الإحتفال .
    Sizin suçunuz olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا يمكنني لومك
    Bu şeyin çaresi olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا شفاء من هذا المرض
    Ama sana karşı bir kanıt olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا توجد أدلة ضدك
    - Buradan geri dönüş olmadığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنه لا عودة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more