"أعماقها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Derinlerde
        
    • içe
        
    • derinliklerinde
        
    • kalbinin
        
    - Hayır, tabii ki değildi, ama belki Derinlerde bir yerde öldürülmelerine giden yola ortak olduğunu düşünüyordur. Open Subtitles لا ، لا ، بالطبع لا ، لكن فى مكان ما في أعماقها تشعر أنها مشتركة في الأحداث التي أدت إلى مقتلهم
    Ama kendinden emin, cesur bir şekilde davrandı ama Derinlerde derinlerde aynı senin gibiydi. Open Subtitles وأجل تصرّفت بكلّ ثبات ورباطة جأش ولكن... في أعماقها... كانت بالضّبط مثلك
    Derinlerde tuttuğu bir içgüdüsünü ortaya çıkarmış görünüyor. Open Subtitles تبدو وكأنها تحبس غريزتها في أعماقها
    Bir bakıcı aileden diğerine kovulup durmuştur içten içe işlerin sürekli yoluna gireceğini düşünür. Open Subtitles تتنقل من دار رعاية إلى آخر، عالمة دوماً، في أعماقها أنّها أعدّت لشيءٍ أفضل.
    Sanırım başıma gelen her şey yüzünden içten içe kendini suçluyor. Open Subtitles أظن في أعماقها تلوم نفسها على كل شيء خاطئ بي.
    Bir kadın öpüldüyse, bunun nedeni kalbinin derinliklerinde bunu istemesidir. Open Subtitles ... عندما تُقبَل امرأة فلأنها في أعماقها ترغب في أن تُقبَل
    Öyle birisi ki her kadının kalbinin en derin en gizli yerinde sakladığı türden bir adam. Open Subtitles هذا النوع من الرجال كل امرأة تحلم به في أعماقها والرافد الأكثر سرية من قلبها
    Derinlerde annesinin yüzünden suçlu ve edepsiz hissetmesine neden olan son olaylar benimsenmemiş cinsel uyanış ile birleştirildiğinde bunun hazmedemediği kokteyl gibi bir şey olduğu anlaşıldı. Open Subtitles أحداث أخيرة مقترنة بصحوة جنسية كامنة جعلتها تشعر بالذنب والدناءة وفي أعماقها كانت تدرك بأن أمها تتصرف بدور شرطي منطقة بوسعها أن ترفضه
    Derinlerde bir şey saklıyordu. Open Subtitles خبأت شيئاً كان في أعماقها
    Derinlerde bir şey saklıyordu. Open Subtitles خبأت شيئاً كان في أعماقها
    Belki de Derinlerde gerçek bir Amanda'nın olacağını ve merhamet gösterirsem ortaya çıkacağını umdum. Open Subtitles أنه ربما يوجد (أماندا) الحقيقية في أعماقها وأن ذلك سيظهر حين أظهر لها الرحمة
    Derinlerde bir yerde, bence biliyor ama burada Elena'dan bahsediyoruz. Open Subtitles أظنّها في أعماقها تدرك ذلك لكنّنا نتحدث عن (إيلينا)
    Ama Derinlerde bir yerde, Tourvel... Open Subtitles لمن في أعماقها, "تروفيل"..
    Sence içten içe Sarah'nın iyi olmadığını biliyor mudur? Open Subtitles هل تعتقدين أنها تعرف في أعماقها أن (سارة) ليست بخير؟
    İçten içe bunu o da biliyor. Open Subtitles ومن داخل أعماقها هي تعرف ذلك
    Ama içten içe Harold'a derin duygular besliyor. Open Subtitles ولكن في أعماقها مخلصة لـ(هارولد)
    Dünya'nın her yerinde, makineler toprağın oluşumundan bu yana derinliklerinde gizlenen yıldız tanelerini kazarak, delerek, söküp alıyorlar. Open Subtitles الآلات تحمل وتنقل وتحفر في كل مكان من هذا العالم وكل ذلك من خيرات الأرض قطع من النجوم دفنت في أعماقها ..... منذ نشأتها
    derinliklerinde hem güzellik hem de dehşet saklayan bir orman ama içlerinde en kötüsü insan. Open Subtitles "الغابة تحمل في أعماقها كلا الجمال والرعب" "الرعب الحقيقي هو الإنسان"
    - Bence kalbinin bir köşesinde belki de annesinin hâlâ bir yerlerde yaşadığını umuyordu. Open Subtitles أعتقد أنّه في أعماقها.. ربّما.. كانت تأمل أن تكون أمّها ما زالت على قيد الحياة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more