| İki aylığına Çalıştığım bir projeyle konuşmamı bitirmek isterim. | TED | كنت أود أن أختتم مع مشروع أعمل فيه منذ شهرين. |
| Çalıştığım kitapçıdaki Dr Post'un üniversitelerle ilişkileri var. | Open Subtitles | دكتور بوست التي تُدير المتجر الذي أعمل فيه ، لديها تواصل مع عدّة جامعات. |
| Tamam, eskiden Çalıştığım müzede doldurulmuş benekli bir baykuş buldum. | Open Subtitles | حسناً، وجدت بومة في المتحف الذي كنت أعمل فيه |
| - Ben Çalıştığım hukuk bürosunda bir kez kriz geçirdim. | Open Subtitles | ...أنا لدي حجز في مكتب القانون المكان الذي أعمل فيه |
| Orası benim Çalıştığım yer. Seni daha önce görmedim. | Open Subtitles | إنه المكان الذي أعمل فيه أنا لم أرك من قبل |
| Çalıştığım hastaneye kaç tane kimliksiz hastanın geldiğinden haberin var mı? | Open Subtitles | أتعرف كم عدد المرضى الذين يأتون إلى المستشفى الذي أعمل فيه لا يحملون وثائق ؟ |
| Hayır, Çalıştığım olaydaki evin dışında gördüm. | Open Subtitles | كلا، لقد رأيت واحد خارج المنزل الذي أعمل فيه من أجل القضية. |
| Burası Çalıştığım yerden çok daha fazla güzelliğe sahip. | Open Subtitles | إنها جحيم بكثير من المناظر الخلابة مقارنة بالمكان الذي كنت أعمل فيه. |
| Çalıştığım restoranda bara oturduğumda etrafı doktor veya avukat var mı diye tarayan kadınlardan 10 tanesini benim gibi bir serseriyle görürdüm. | Open Subtitles | عندما أجلس في بار المطعم الذي أعمل فيه لكل امرأة ألمحها تمرّ من المكان بحثاً عن دكتور أو محاي |
| Çalıştığım lokantada benimle öğle yemeğinde buluşacaktı. | Open Subtitles | وكانت من المفترض أن يجتمع لي لتناول طعام الغداء في المطعم الذي أعمل فيه. |
| - Çalıştığım barda birkaç gece geçirebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أحصل لك عمل لليلتين في البار الذي أعمل فيه |
| İster inan ister inanma hâlâ lisedeyken Çalıştığım yerdeyim. | Open Subtitles | ـ صدق أو لا تصدق، لا زلت بالواقع أعمل في نفس المكان الذي كنت أعمل فيه في الثانوية. |
| Bu yüzden Çalıştığım her yerden transfer edildim. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا محول من كل مكان أعمل فيه! |
| Çalıştığım dükkan yanıp kül oldu. | Open Subtitles | والمخزن الذي كنتُ أعمل فيه احترق |
| Şu olasılığı düşün, sadece düşün burada bizimle, benimle olabileceğini benim sevdiğim bir yerde, Çalıştığım bir yerde keyfine bak. | Open Subtitles | فكري في أمكانية, فقط فكري... أنه يمكنك أن تكوني هنا معنا , معي, في مكان أحبه, مكان أعمل فيه... |
| Çalıştığım yeri tanımam gerekir dedim. | Open Subtitles | تصورتُ أنّه يُفترض بي أن أعلم ...عن المكان الذي أعمل فيه |
| Ama hepsi Çalıştığım müzedeki sergide bulunuyor ve hepsi Freddie Holst'a ait. | Open Subtitles | (لكن جميعهم ينتمون إلى (فريدي هولست في معرض المتحف الذي أعمل فيه |
| İşte orası Çalıştığım Ramen lokantası. | Open Subtitles | هذا محل الرامن الذي أعمل فيه |
| Çalıştığım otelde. | Open Subtitles | في الفندق الذي أعمل فيه |
| Çalıştığım yer burası işte. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي أعمل فيه |