"أعنف" - Translation from Arabic to Turkish

    • sert
        
    • vahşi
        
    • en şiddetli
        
    • en ölümcül
        
    • en tehlikeli
        
    Keşke çok daha önce ve çok daha sert girseydim. Open Subtitles كنت اتمنى لو انني دخلت أسرع من ذلك وبشكل أعنف
    Sıcak sular, okyanustaki bastırılmış yırtıcılığı körüklediği zaman dünyadaki en sert hava hareketlerini meydana getiriyorlar. Open Subtitles عندما يُعزز الماء الساخن شراسة المُنخفضاتفيكل المُحيط، يُمكنه أن يُنشئ أعنف إنظمة ً جوية على الارض
    Bir süpernova günümüz evreninde en vahşi, enerjik olaylardan biridir. Open Subtitles المستعرّ الأعظم أحد أعنف الأحداث وأعلاها طاقة في الكون حاليًا
    Bu vahşi anlamsızlıkta, hayatın kendisine yoğun bir şekilde maruz kalır. Open Subtitles حيث انفتحت بشكل مفرط على عبثية الحياة في أعنف صورها
    Protestoların en şiddetli şekilde bastırıldığı dönemde, Tahran'daki ailemi aradığımda hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu. TED وعندما كنت أتصل بعائلتي في طهران أثناء بعض أعنف حملات القمع للاحتجاج، لم يجرؤ أي منهم على مناقشة ما كان يحدث معي.
    hala bugün dünyanın en ölümcül iç savaşı. TED و لا تزال أعنف حرب أهلية في العالم حتى يومنا هذا.
    Dünyadaki en tehlikeli virüslerden birine karşı insan üzerinde deney yapabileceğim tek şansım bu muhtemelen. Open Subtitles هذه ربما فرصتي الوحيدة في الحصول على تجربة بشرية ضد واحدة من أعنف الفيروسات على هذا الكوكب
    Tanrı'nın yardımı ile ülkemizi işgal eden müdacelecilere en sert darbeyi vuracağız. Open Subtitles وبنعمة من الله سنضرب أعنف ضربة على الصليبيين الذين احتلوا وطننا
    Korkma kahraman, seninleyken tatlı ve nazik bir tutum seviyor olabilir ama benimleyken biraz daha sert bir tutum seviyor. Open Subtitles لا تقلق ، ايها البطل ، مع ، كانت تحب الأمر لطيف، لكن معي تحبه أعنف قليلاً.
    Bu civarın en acımasız, en sert silahşörü. Open Subtitles أعنف و أشرس حامل بندقية فى هذه الانحاء
    Daha sonra çok daha sert üç darbe kafanın üst kısmına alınmış. Open Subtitles وثمّ تلتها ثلاث ضربات علوية، أعنف بكثير هيّ...
    Çocukluğumuzda mahalledeki en sert çocuklarla kavga çıkartırdın. Open Subtitles عندما كنا صغاراً... كنت تفتعل الخناقات مع أعنف الأوغاد في الشارع
    Seviştiğinden çok daha sert dövüşüyorsun. Open Subtitles أنت تقاتل أعنف عما تضاجع.
    Bir süpernova, bir yıldızın hayal edebileceğiniz en vahşi ölümüdür. Open Subtitles المستعرّ الأعظم هو أعنف موتٍ لنجم يمكن تصوّره لكن هذا التدمير العنيف للنجم
    Bu topraklardaki en vahşi yaratığı bir kitapla mı öldüreceksin yani? Open Subtitles تتوقّعين التغلّب على أعنف كائنٍ على الأرض بكتاب؟
    Evet, kardeş, Koca D'ye de diyordum az önce, bu şu ana kadarki en vahşi organizasyonumuz olacak, kardeş. Open Subtitles نعم، رجل، أنا كنت فقط تيلين 'D الكبير، والرجل، هذا هو gonna يكون لدينا أعنف واحدة حتى الآن، رجل.
    İnsanlık tarihindeki en şiddetli volkanik patlamalardan biriydi. Open Subtitles لقد كانت واحدة من أعنف الثورات البركانية في تاريخ البشرية
    Kuyruklu yıldızımız Dünya'yı geçer ve yolculuğunun en şiddetli aşamasına girer. Open Subtitles يجتاز مذنّبنا الأرض ويدخل أعنف مرحلة في رحلته
    Bu tür teleskopları kullanarak evrendeki en şiddetli yer çekimi olaylarından bazılarına şahit oluyoruz. Open Subtitles باستخدام تلسكوبات كهذا، نشهد بعض من أعنف أحداث الجاذبية في الكون.
    İnsanlığın bildiği en ölümcül hastalıklardan biridir. TED هذا واحد من أعنف الأمراض المميته المعروفة للبشر.
    Dünyanın en ölümcül kitabı, arka kapıdan üvendire'li adamla kaçıp giden çatlak bir bilim adamının elinde. Open Subtitles أعنف شيء في العالم في أيدي عالم مجنون الذي تسلل من الباب الخلفي مع رجل الماشية
    Seni takip ettim ama burası şehrin en tehlikeli bölgesi. Open Subtitles قمت برعايتك ولكن هذا أعنف مكان في المدينة
    Onlar kötülerin kötüsü kurşunların en öldürücüsü galaksinin en meşhur en tehlikeli. Open Subtitles إنهم أسوأ من السيئين أعنف من القتلى هذه المجرة الأكثر شهرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more