"أعيش حياة" - Translation from Arabic to Turkish

• bir hayatım
• bir hayat yaşamaya
• bir hayatı
• hayat yaşamak
• bir hayat yaşayacağım
• bir yaşam
• hayat sürmek
• hayat yaşarım
• hayatını yaşıyor
• hayatı yaşıyorum
• uğruna yaşıyorum
• bir hayat yaşarken
• bir hayat yaşıyorum

Çok normal bir hayatım var. İşim var. Evim var.
أنا أعيش حياة طبيعية عادية أنا أعمل , و أملك منزل

Hapisten çıktığımdan beri daha iyi bir hayat yaşamaya çalışıyorum.
منذ خروجي من السجن أحاول أن أعيش حياة أفضل

Büyümeye izin vermek, rahatlığın dışına çıkmaya zorlanmak, daha anlamlı bir hayatı yaşamak ve hayata sahip olma umuduyla.
وأن أعطي مساحة للنمو وعدم الارتياح آملاً أن أعيش حياة ذات معنى أكثر.

İyi, macera dolu bir hayat yaşamak uğruna, anlamlı bir hayat.
أن أعيش حياة أفضل، حياة المغامرة، حياة مفعمة بالمعنى.

Ne bileyim, deneyeceğim ve normal bir hayat yaşayacağım.
لا أدري.. أحاول أن أعيش حياة طبيعية..

Dine ve geleneklere bağlı bir yaşam sürmeyi tercih ediyorum Majesteleri.
أفضل أن أعيش حياة تستند على التقوى والتقاليد ، ياصاحب الجلالة.

Ben sadece, bu dünyadan uzakta sessiz bir hayat sürmek istedim.
الشيء الوحيد الذي أتمناه ، هو أن أعيش حياة هادئة ، بعيدا عن كل هذا

Belki Amerika'ya gidip, sakin bir hayat yaşarım
ربما أذهب إلى "أمريكا" و أعيش حياة هادئة.

Başkasının yerinde başkasının hayatını yaşıyor gibi hissettim.
أنا أعيش حياة شخص آخر أشعر أنني أعيش حياة شخص آخر

Yaşamayı hiç istemediğim bir hayatı yaşıyorum.
أنا أعيش .. حياة ، ليس لي رغبة في أن أعيشها

- Artık iman ve amaç uğruna yaşıyorum.
والآن أنا أعيش حياة بها إيمان وهدف

Beni normal bir hayat yaşarken görmeleri gerekiyor.
أريدهم أن يروني أعيش حياة طبيعية

Uzun zamandan beri beladan uzak, sakin bir hayat yaşıyorum.
منذ وقت طويل والآن أعيش حياة هادئة خالية من المشاكل

Aslında genç bir kız için çok normal bir hayatım var.
لكن جدياً أنا في الحقيقه أعيش حياة طبيعية كبنت مراهقة

Bunu oldu bilin. sıradan bir hayatım var ve olanları çoktan unuttum.
إعتبره مقبول لن أفكر فيكوا مرة أخرى أعيش حياة متواضعة هادئة وسأبدأ في طريقي

Etrafa bak. Burada iyi bir hayatım var.
انظر حولك يا داريوس ، أنا أعيش حياة جيدة

İyi bir hayat yaşamaya çalışmanın önemine inanıyorum.
ولذلك ، أنا أؤمن بمحاولة أن أعيش حياة جيدة

İyi bir hayat yaşamaya çalışmanın yanısıra, insanları öldürüyor olmam gerçeğiyle de yaşamam gerek.
وبينما أحاول أن أعيش حياة جيدة أحاول أن أتصالح مع نفسي لأنني قتلت بعض الناس

Sıradışı bir hayat yaşamak istiyorum.
ـ أجل كما ترى أن أنوي أن أعيش حياة استثنائية

Erdemli bir hayat yaşayacağım.
سوف أعيش حياة مستقيمة

Ben açıkçası doğru düzgün bir yaşam sürmeye inanıyorum.
ولذلك ، أنا أؤمن بمحاولة أن أعيش حياة جيدة

Temiz, çalışkan, faydalı bir hayat sürmek istedim.
أن أعيش حياة نظيفة وشاقة وذو فائدة

Oldukça yalnız bir hayat yaşarım.
فأنا أعيش حياة منعزلة إلى حدّ ما

Başkasının hayatını yaşıyor gibiyim. Stop düğmesine basarak her şeyi eski haline çevirmek istiyorum.
كما لو أنّي أعيش حياة أحد غيري، وأودّ أن أضغط زرّ "توقّف".

En yakın arkadaşımı yüzüstü bıraktım, ve hiç istemediğim bir hayatı yaşıyorum.
اسي: أنا يخذل أفضل صديق لي، والآن أنا أعيش حياة أنا لم يقصد.

(Alkışlar) [Ne anlama geliyor...] Belli ki, harika bir hayat yaşıyorum -- (Kahkahalar) Soru şu ki, bu sizin için ne anlama geliyor?
طبعا، أعيش حياة رائعة، (ضحك) السؤال هو، ماذا يعني لكم كل هذا ؟