"أعيش فى" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşıyorum
        
    • yaşayamam
        
    • yaşayacağım
        
    Şimdi kızıyla aynı evde yaşıyorum ve bana tamamen yabancı olan babamla çalışıyorum. Open Subtitles لأجد نفسى أعيش فى منزلها مع ابنتها وأعمل مع هذا الغريب الذى أنجبنى
    FBI'dan bazı arkadaşlarla bir ordu kışlasında yaşıyorum. Open Subtitles أعيش فى ثكنة عسكرية مع رجال المباحث الفيدرالية
    Sen neden bahsediyorsun? Bir barakada yaşıyorum. Sen ise güzel bir apartmanda. Open Subtitles أنا أعيش فى كوخ و أنتى تعيشين فى شقة بوسط المدينة ,لا أصدق هذا
    California'da Orange County adında bir yerde yaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش فى كاليفورنيا ـ ـ فى مكان يسمى أورانج كاونتى
    Senin herşeye sahip olduğun benimse hiçbir şeyimin olmadığı bir dünyada yaşayamam. Open Subtitles الآن , لا أستطيع أن أعيش فى هذا العالم عندما يكون لديك كل شىء وأنا لا أملك شيئا ً
    Buraya yerleşip, tanındığım bir yerde yaşayacağım. Biraz para biriktireceğim. Open Subtitles أريد أن أستقر و أعيش فى مكان يعرفنى الناس فيه يكون لى اموال فى البنك
    Birbirimizi yıllardır görmemiştik. Ben Batı Sahili'nde yaşıyorum. Open Subtitles لم ترَ إحدانا الأخرى منذ سنوات عديدة أنا أعيش فى الساحل الغربي
    Wyoming'in hiç yaz gelmeyen gökyüzüne 4 km. daha yakın olduğu, dünyanın tepesinde yaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش فى قمه العالم . جيث لا يأتى الصيف إلى هذه الجبال أبدا . على إرتفاع 8000 قدم و الأقرب إلى السماء.
    İngiltere'de yaşıyorum ama Pakistanlıyım. Open Subtitles أنا أعيش فى إنجلترا ولكنى أصلا من باكستان فأنا اصلا من باكستان
    Almanya, Leipzig'de yaşıyorum. Nüfusu, 0.7 milyon. Open Subtitles أعيش فى مدينة ألمانية السكان سبعة ملايين
    Leipzig'de yaşıyorum, Alman şehri, nüfusu 700.000 kişi. Open Subtitles أعيش فى مدينة ألمانية السكان سبعة ملايين
    Onunla aynı evde yaşıyorum ve bu durumun sonucu olarak, depresyona girdim. Open Subtitles أنا من أعيش فى نفس المنزل. أعاني من إضطراب نفسي كبير.
    Kızartılmış tavuk bifteği meşhur olan bir bölgede yaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش فى منطقة معروفة شرائح الدجاج المقلية
    Biliyorsun son zamanlarda, gerçek ile mümkün olan arasındaki boşlukta yaşıyorum. Open Subtitles أتعرفين ، مؤخراً ، أنتابنى شعور كأنىِ أعيش فى المساحة . بين الواقع والممُكن
    Ben de tek yatak odalı apartmanda yaşıyorum, ayıp günah değil ki. Open Subtitles أنا أعيش فى شقة بغرفة نوم واحدة. لا عيب فى هذا.
    Ben Washington'da yaşıyorum, acıyın bana. TED أعيش فى واشنطون. اشفقوا عليّ.
    ben zaten konrol altında yaşıyorum, Sam. Open Subtitles أنا بالفعل أعيش فى بيئه إشرافيه يا سام
    Ben de burada yaşıyorum, bahçedeki evde. Open Subtitles وأنا أعيش فى المنزل الملاصق للحديقة
    Her şeyden önce, çok uzakta yaşıyorum. Chicago'da. Open Subtitles فى البداية , أنا أعيش فى مكان بعيد جدا فى "شيكاغو"
    Böyle bir çöplükte yaşayamam! Open Subtitles أنا لا أستطيع أن أعيش فى مكب نفايات مثل هذا
    Ve ben yaşayacağım - başkent L-- Open Subtitles و سوف أعيش فى العاصمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more