Orgazm verici ve en çok gurur duyduğum şey. | Open Subtitles | شىء مذهل فعلا وأكثر الأشياء التى أفخر بها جداً |
Sonra da bana, paranın değerini öğrenmem için gurur duyduğu tek kızının yanına gitmemi söyledi. | Open Subtitles | ثم قال لي تعلمي قيمة النقود من الابنة الوحيدة التي أفخر بها |
Kızım, savaş bana, hiç gurur duymadığım şeyler yaptırdı. | Open Subtitles | يافتاة، الحرب جعلتني أقوم بأمورٍ لا أفخر بها. |
demek istediğim bazı zamanlar insanlar hakkımda kötü şeyler söyler pek benim gurur duymadığım şeyler | Open Subtitles | لا شئ , أنا أفهم لو أن لكِ بعض التحفظات هناك أشياء تقال عني و لا أفخر بها و هي كثيره |
Zamanında gurur duymadığım pek çok şey yaptım. | Open Subtitles | في نقطة ما فعلت الكثير من الأشياء ليس الكثير منها أفخر بها |
gurur duymadığım bir sürü şey yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت الكثير من الأشياء التي لا أفخر بها |
Anlatmaya çalıştığım, çocukken gurur duymadığım birkaç şey yaptım. | Open Subtitles | مقصدي هو أننا فعلت بعض الأمور التي لا أفخر بها وأنا صغير |
Şimdiye kadar gurur duymayacağım işler de yaptım. | Open Subtitles | لقد رأيت و فعلت أشياء لا أفخر بها |
Şimdiye kadar gurur duymayacağım işler de yaptım. | Open Subtitles | لقد رأيت و فعلت أشياء لا أفخر بها |
Her zaman gurur duyacagim bir kariyerin hayalini kurdum ama esim beni hiçbir zaman desteklemedi. | Open Subtitles | لطالما حلمت بأن أحظى بحياة مهنية أفخر بها ولكن زوجي لم يُساندني أبداً وفي النهاية ... |
Bu en gurur duyduğum hazinem. | Open Subtitles | وهذه ملكيّتي التي أفخر بها |
Bununla gurur duydum. | Open Subtitles | أنا أفخر بها حقيقةً |
gurur duymadığım şeyler yaptım, ve iğrençliğiyle övündüğüm şeyler. | Open Subtitles | والأشياء التي أفخر بها مقززة |