"أفرطت" - Translation from Arabic to Turkish

    • aşırı
        
    • Fazla
        
    • içtim
        
    • içtin
        
    • içmiş
        
    Bu şirketin aşırı şişkin emeklilik fonunda yetmiş beş milyon nakiti var. Open Subtitles هذه الشركة تُخصّص 75 مليون دولار معاش تقاعدي قد أفرطت في تمويلهـا
    Ona aşırı düşkünümdür, ve annesinin ayrılması da onun için kolay olmadı. Open Subtitles ربما أكون قد أفرطت فى تدليلها و ترك والدتها لم يكن سهلا
    Dünyası kararmış ve bütün planları suya düşmüş otogarda aşırı dozda hap almış. Open Subtitles عالمها كله كان أسوداً و أفرطت بالجرعة في الحافلة
    Biliyor musun ben orada sadece bir köpek görüyorum. Sanırım içkiyi Fazla kaçırmışım. Open Subtitles هل تعلم, عندما أرى كلباً واحداً فقط, أعرف أنني أفرطت كثيراً بالشرب
    Evet, bu sabah domates-voktayı Fazla kaçırdım galiba. Open Subtitles أعتقد بأني أفرطت في شرب الكحول هذا الصباح ..
    Geleceğini söyledi ama gecikti, ben de zaman geçtikçe daha çok içtim. Open Subtitles قال أنه سيكون في الحفلة ولكنهتأخركثيرا، و بعدها أفرطت كثيرا في الشرب
    Çok şarap içtim. Beynim dönüyor. Open Subtitles أفرطت في شرب النبيذ، وذهني في حالة نشاط مستعر.
    Yine içtin, değil mi? Open Subtitles أفرطت في الشراب ثانية أليس كذلك ؟
    Anlaşılan Bayan De Bellefort kendisini doldurup, birkaç içki içmiş... ..sonra da vurmuş onu. Open Subtitles يبدو ان الأنسة بيلافورد أفرطت فى الشراب ولم تشعر بنفسها الا وهى تُطلق النار عليه
    Bilemiyorum, sanırım aşırı stres beni bunu tekrarlamaya zorladı. Open Subtitles كما تعلمين، فقط مع ضغط الجميع لقد أفرطت في الأكل
    Karınızı benim gönderdiğimi söyleyin. Bence aşırı ilaç yüklemesi yapılmış. Open Subtitles قُل لها أني قمتُ بأحالة زوجتك اعتقد أنها أفرطت في تناول الدواء
    Bir pili aşırı doldurursan ne olur? Open Subtitles إذاً ، ما الذي يحدث لو أنّك أفرطت في شحن البطاريّة ؟
    Muhtemelen Shane'in öldüğünü duyunca aşırı doz aldı. Open Subtitles ربما أفرطت في الجرعة " حينما سمعت بمقتل " شين
    Susanoo'yu aşırı kullandın. Open Subtitles لقد أفرطت في إستعمال السوسانو
    Her zamanki gibi aşırı şık giyinmiş. Open Subtitles أفرطت بارتداء ملابسك كالعادة
    Ama ne yazık ki, çok Fazla içtiğin için, kendinden geçti. Open Subtitles ولكن للأسف أنها أفرطت في الشراب وفقدت الوعي.
    Sanırım karşılama töreninde şampanyayı Fazla kaçırdım. Open Subtitles لقد أفرطت في تناول الشراب بحفل الإستقبال، على ما يبدو.
    Bak, sanırım içkiyi Fazla kaçırdım ve işler kontrolden çıktı. Open Subtitles اسمعي،أظن بأنني أفرطت بالشرب وخرجت الامور عن السيطره
    Çok şarap içtim. Beynim dönüyor. Open Subtitles أفرطت في شرب النبيذ، وذهني في حالة نشاط مستعر.
    O kadar içtim ki, sonradan ayna olduğunu anladığım şeyle hararetli bir tokat kavgasına tutuştum. Open Subtitles أفرطت في الشرب، لدرجة أنني خضت عراكًا مع ما اتضح أنها مرآة.
    Ya çok içtim, ya da bana bir tren çarptı. Open Subtitles إما أنني أفرطت بالشرب... أو دهسني قطار...
    Sen de çok içtin. Biliyor musun? Open Subtitles لقد أفرطت قليلًا أنت أيضًا هل تدرك ذلك؟
    - Birileri çok Fazla içmiş. - Hayır, içmedim. Open Subtitles لا بد أنك أفرطت في الشراب - لا، لم أفرط -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more