"أفسر" - Translation from Arabic to Turkish

• Açıklamama
• açıklayayım
• açıklayabilirim
• açıklamak
• açıklama
• açıklayacağım
• açıklamam
• açıklayacağımı
• açıklayamam
• izah
• anlatayım
• anlatabilirim
• açıklayamıyorum

Açıklamama izin verin, çünkü bu çok etkileyici.
اسمحوا لي بأن أفسر هذا لأن هذا الشئ مُذهل حقاً

Ama önce durumu açıklayayım ve bunu çabucak halledelim.
لكن ما أن أفسر الموقف سنستوضح الأمر سريعا

Fakat ikimizin arasında bir fark var. Ben neden burada olduğumu açıklayabilirim.
ولكن الفرق بينى وبينك هو أنني أستطيع أن أفسر سبب وجودي هنا

Demek istediğim, bilirsin, bunu her defasında açıklamak zorunda mıyım?
.. بالطبع أعرف عن الـ أعني ، تعلم هل يجب أن أفسر هذا كل مرة ..

Birleşimdeki ekstra eklem sıvısıyla ilgili hala bir açıklama bulamadım.
لم استطع ان أفسر لمَ هناك سوائل زائدة في مفاصله

Dışişleri Bakanlığı'nı arayıp, neden emirlerine uymadığımızı açıklayacağım.
سوف أذهب للاتصال بوزارة الخارجية، أفسر لهم لماذا أخترنا أن نتجاهل أوامرهم المباشرة.

Hâlâ nasıl hayatta olduğumu açıklamam bile çok zor. Bu yüzden herkes beni öldüm sanıyor.
صعب أن أفسر كيف أنني ما زلت حيّاً لذا يعتقد الجميع أنني ميت

Bu fotoğrafı nasıl açıklayacağımı, hatta neyi gösterdiğini bile bilmiyorum.
لا أعرف حتى كيف أفسر هذه الصورة, أو حتى اثبتها.

- Sana güvenmiştim. - Açıklamama izin verin.
ـ لقد وثقت بك ـ دعيني أفسر الأمر فحسب

Bekle, Helen bebeğim, Açıklamama izin ver.
انتظري يا "هيلين"، دعيني أفسر الأمر لك

Açıklamama izin ver.
دعينى أفسر ما حدث.

İzin verin, kısmi ücretli oyunlar, gerçekte nasıl yürür, açıklayayım.
دعوني أفسر كيف تعمل ألعاب المجانية حقاً.

Şunu sana açıklayayım.
دعني أفسر لك لكن تلك دراجة نارية. و هذه سيارة

Size bunları açıklayayım.
اذاً دعوني أفسر لكم هذه الأمور

Her ne yaptıysan da, üstünde olan baskıyı açıklayabilirim.
أيّاً كان ما فعلته ، يُمكنني أن أفسر الضغوط التى تعرضت إليها و دفعتكَ لذلك.

- ...beraber yemek yemeliyiz. Ona açıklayabilirim.
حتى يمكننا أن نتعرف ثانية يمكنني أن أفسر لها.

Bu eve bir fenomeni açıklamak için geldim ve görüyorum ki, işim daha bitmemiş.
أحضرتُ إلى هُنا لكي أفسر ظاهرة في هذه البيت ومهما يكن الذي يؤمن بهِ الآخرين يجب أن أقوم بألامر بعد

Evet, ben de Delilah'a bu gece söz verdiğim akşam yemeğine neden gelemeyeceğim açıklamak zorunda kaldım.
أجل,كان علىّ أن أفسر لديلايلا لم لا يمكننى أن أعد لها العشاء الذى وعدتها به.

- Hayır. Sadece açıklamaya çalışıyorum. - açıklama duymak istemiyorum.
ــ لا، أنا أحاول أن أفسر فحسب ــ لا أريد سماع أية تفسيرات

İnsanlardaki bir tür kötülüğü... Başka birine buna açıklayacağım hiç aklıma bile gelmezdi.
لم أكن أعتقد أني يمكن أبدا أفسر لإنسان آخر.

En azından neden daveti reddetmek zorunda olduğumu açıklamam gerekmeyecek.
حسناً ,على الأقل لا حاجة بأن أفسر رفضي لدعوته

Hayır, nasıl açıklayacağımı bilmiyorum sadece onda hoşuma gitmeyen bir şey var.
لا أعرف كيف أفسر الأمر ثمة ما ليس سليما ً بشأنها

- Ben bunları hissettim. l tam olarak açıklayamam -
.. لقد شعرت بهم . لا أستطيع أن أفسر بالضبط لا يجب عليك أن تفعلي هذا

İkisini de imkanı yok izah edemem sana.
لا أستطيع على الإطلاق أن أفسر ما فعله أى منهما.

Bu arada ben de neler olduğunu anlatayım. Bayım.
بينما أفسر لك نشاطات الأمسية لك

Ne söylediğimi anlatabilirim ama bu çok sıkıcı olur.
على أي حال من الممكن أن أفسر ما قلته و هذا سيكون مملا

Sadece o süre zarında nerede olduğumu bilmemekle kalmıyor bunu kendime bile açıklayamıyorum.
ليس فقط لأنني لا املك إدعاء بالغيب أنا لا أستطيع أن أفسر لنفسي