Yükümlülüklerim olduğunu anlıyorum ama burada da yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | أنا فقط،أنا أفهم أنه لدي إلتزامات لكن لدي إلتزامات هنا أيضاً. |
Bir pasta olduğunu anlıyorum ve pastanın tadına bakmaya can atıyorum... | Open Subtitles | أفهم أنه هناك كعكة وأنا أحب الكعكة ... وأوّدأن أحبتلك الكعكة |
Bunun senin işin olduğunu anlıyorum ama sorguya çekilmekten bıktım. | Open Subtitles | أفهم أنه واجبك، لكن الاستجواب المستمر قد أرهقني. |
Benim Anladığım şu, eğer uçağımı hazırlamazsanız... - ...buraya bir cenaze arabası gönderirsiniz. - Lütfen. | Open Subtitles | أنا أفهم أنه إذا لم تحضر طائرتي عندئذ ربما سترسل تعازي |
Anlıyorum ki, efendim, cinayet sırasında çiftlikte olan tek kişiymişsiniz. | Open Subtitles | أفهم أنه كنت الوحيد في الحظيرة وقت الجريمة |
Bildiğim kadarıyla evet dersen bir kaç kelime etmene izin veriliyordu. | Open Subtitles | أفهم أنه إذا كنت أقول نعم، يسمح لك بضع كلمات. |
Tabii ki bir çok şeyin tehlikede olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | أفهم أنه هناك هناك عواقب كثير يا أبي. |
Anladığım kadarıyla o konuşmayı yaptığında oldukça alkollüymüş. | Open Subtitles | أنا أفهم أنه كان ثمل عندما أدلى بهذه التصريحات |
Ancak Anladığım kadarıyla geri dönüş şartları güvenlik ve ilkeleri bir kenara bırakırsak diğer tüm çalışanları etkisiz bırakıyor. | Open Subtitles | لكنني أفهم أنه كان شرطا مسبقا لعودته والذي ما عدا موظفوا الأمن والموظفون الرئيسيون كل البقية يجب أن يكونوا خارج الموقع |
Anlıyorum ki, posta servisi büyüdüğünden beri daha çok mektup okumak ve yazmak zorunda kalıyorsunuz. | Open Subtitles | أفهم أنه منذ توسع خدمة البريد إضطرارك لقراءة و الرد على رسائل أكثر |
Anlıyorum ki ortak olduğumuz bir nokta var. | Open Subtitles | أفهم أنه بيننا شخص مشترك. |
Bildiğim kadarıyla hâlâ sana iyilik borcu var. | Open Subtitles | أفهم أنه يدين لك ببعض الأمور |
Bildiğim kadarıyla hâlâ sana iyilik borcu var. | Open Subtitles | أفهم أنه يدين لك ببعض الأمور |