"أفواهنا" - Translation from Arabic to Turkish

• çenemizi
• ağızlarımızı
• ağzımızı
• ağzımızdan
• ağzımıza
• Ağzımız
• ağızlarımız
• Dudaklarımız
• çenelerimizi
• dudaklarımızda
• Çenemizi kapalı

İşte bu yüzden çenemizi kapalı tutmalıyız.
وهذا سبب إضافي نحن بحاجة إلى احفظ أغلقت أفواهنا.

Biz kadınlar, çenemizi sıkı tutmak zorundaydık yoksa, her şey bittiğinde hiç bir erkek bize dokunmak istemezdi.
ولكن نحن كنساء يجب أن نبقي أفواهنا مغلقة أو أنه لن يلمسنا أي رجل ثانية لما ينتهي كل هذا

Ayinde bulunan İsa gibi gözlerimizi değil de ağızlarımızı beslemektedir.
.وكأنه المسيح في القداس يطعم أفواهنا و ليس أعيُننا

Diğer taraftan, bütün delilleri yok edip ağzımızı kapalı tutabiliriz.
من ناحية أخرى إذا أخفينا كل الأدلة هنا وأغلقنا أفواهنا

Belki de ağzımızdan çok kulağımız çalışırsa, daha çok şansımız olabilir.
ربما إذا عملنا بآذاننا بدلاً من أفواهنا قد نتمتع بفرصةٍ أفضل

Pardon da biz bu ailede ağzımıza yemekleri tıkmadan önce dua okuruz.
عفوا... في هذه العائلة ندعوا شكرا لله قبل جعل الطعام في أفواهنا

çenemizi kapalı tutarsak bir şey olmaz.
ولو أبقينا أفواهنا مغلقة, فسيكون كل شئ على ما يرام

çenemizi tuttuğumuz sürece kimsenin haberi olmayacaktır.
طالما أبقينا أفواهنا مغلقة. لن يعرف أحد إطلاقاً.

Bu yüzden ne yaptıklarını öğrenene kadar çenemizi kapalı tutacağız.
لذا نبقي أفواهنا مغلقة حتّى نعرف ماذا يفعلون

ağızlarımızı konuşmak için kullanmadık pek.
نحن لم نكن نستخدم أفواهنا للتكلم في الحقيقة

Ellerimiz bağlı o yüzden ağızlarımızı kullanmamız gerekiyor.
أيادينا مقيدة لذا علينا أن نستخدم أفواهنا

Veya senin ellerinle yaptığın taze çorbalarla ağızlarımızı yakarız.
.أو يمكننا حرق أفواهنا على هذه الشربة .التي سنحضّرها أنا وانت من الصفر

Anımsıyorum da, çocukken büyükannem ve ben birlikte konuşurduk hiç ağzımızı açmadan.
يمكننى أن أتذكر عندما كنت ولداً صغيراً أنا و جدتى كنا نحدث بعضنا بدون أن نفتح أفواهنا

Diğer taraftan tüm kanıtları yok edip ağzımızı kapalı tutabiliriz.
من ناحية أخرى , ندمّر كل الأدلة وسنغلق أفواهنا

Eğer yalan söylersek, kafamızı kırarlar, ağzımızı kapalı tutarlar suratımıza suratımıza birkaç yumruk falan atarlar ve karşılık almazlar.
إن كذبنا ، وخضعنا رؤوسنا ، وأغلقنا أفواهنا.. وندع بعض المزعجين يلكمونا في الوجه ولا نرد عليه الضرب

ağzımızdan çıkan cümlelerin gerçek hikayeler mi,... ...veya gerçek cümleler mi olduğunu nasıl bileceğiz?
كيف لنا أن نعرف بأن هذه الجمل التي تخرج من أفواهنا هي قصص حقيقية، كما تعلمون، هل هي جمل حقيقية؟

Bizim ağzımızdan mı duymak istersin, yoksa efendilerimizden mi?
اسأل سنجيب قل أتريد سماعه من أفواهنا أم من أسيادنا؟

İğrenç. Biz özel okulda, yatı olmadığı sürece hiçbir şeyi öne eğilip ağzımıza almıyorduk. Liseden gelen bir kâğıt parçasına ihtiyacım yok.
مقزِّز، في المدرسة الأهليّة، لا ننحني لنضع أفواهنا على شيء إلّا إن كان يختًا.

Lokum tadalım, taze geldi. Ağzımız tatlansın.
‫فلنتذوق بعض الحلقوم الطازج‬ ‫لتحلية أفواهنا‬

ağızlarımız hareket etmiyor ama ne düşündüğümüzü duyabiliyoruz.
أفواهنا لا تتحرّك لكنّنا يمكننا أن نسمع ما نفكر به

Mikrobiyal toplulukların yaşadığı her biri farklı olan habitatlara sahibiz derimizin kurak çöllerinden Dudaklarımız üzerindeki köylere, ağızlarımızdaki şehirlere kadar.
كل جسم هو مسكن مختلف لمجتمعات الميكروبات: من الصحاري القاحلة بجلودنا، للقرى على شفاهنا، والمدن في أفواهنا.

Biz de çenelerimizi sıkı tutacağız.
ونبقي أفواهنا مغلقة بخصوص هذا الموضوع للأبد.

Muharebeye şerefle katılıyor... dudaklarımızda O'nun adı, inançla ileri atılıyoruz.
تاكدى أن الغباء سيكون لفظة - . دائماً على أفواهنا