"أقتبس" - Translation from Arabic to Turkish

    • alıntı
        
    • tırnak
        
    • aktarıyorum
        
    • okuyorum
        
    • alıntılıyorum
        
    • birinden
        
    Normal olarak Kuzeyli yazarlardan alıntı yapmam ama, arada sırada.. Open Subtitles عادتاً، لا أقتبس الكُتاب الشماليين لكن بين الحين و الآخر
    Size Brazilya başkanı Dilma Rousseff'ten bir alıntı yapayım. TED واسمحوا لي أن أقتبس فعلا رئيس البرازيل، السيدة ديلما روسيف.
    Bu yüzden aldatma konusunda, en sevdiğim yazarlardan birinden alıntı yapmak istedim. TED لذا، في موضوع الخداع، أردت أن أقتبس من أحد كتّابي المفضّلين.
    Son üç tanesi tırnak içinde söylüyorum masum zombilerdi. Open Subtitles أخر ثلاثة , أقتبس نهاية الاقتباس كانوا زومبى أبرياء
    Beth hamile olsa nasıl hissedeceğini sordum sen de dedin ki, aynen aktarıyorum "Bu hayatımın en kötü hatası olurdu." Open Subtitles سألتك ما شعورك ان أصبحت بيث حاملا و لقد قلت و أنا أقتبس ستكون أسوء غلطة في حياتي
    okuyorum, "Güney Afrika'nın siyah ve beyazların beraber yaşaması gereken bir ülke olduğuna inanıyorum." Open Subtitles أقتبس أؤمن بأن جنوب أفريقيا بلد حيث يجب على السود والبيض أن يعيشوا سوياً هذه كلماتك
    Aynen alıntılıyorum: "Anlaşılan, din böyle işlemiyor. TED أقتبس "الدين لا يستند على المباديء العلمية.
    Ama Oxford'lu ingiliz bir yazarın referansıyla aslında çok sık alıntı yapmadığım birinden, küçük bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum. C.S. Lewis. TED لكني أريد أن أقتبس، في الختام إستناداً على كاتب إنجليزي، مؤلف من أوكسفورد الذي لا أقتبس منه كثيراً، سي أس لويس.
    Size kendi tarihinizden alıntı yapacağım Bay Bordelles. Open Subtitles إنني سوف أقتبس تاريخكم الخاص لك يا سيد بورديلليس
    Kitaplardan alıntı yapma, ben de filmlerden yapmayayım. Open Subtitles لا تقتبس من الكتب، وأنا لن أقتبس من الأفلام.
    Anlamını bozacaksan, en azından bütün paragrafı alıntı yap. Open Subtitles إن كنت ستقلب معناه فعلى الأقل أقتبس مسلك آخر
    Ama uçuş eğitimcin doğuştan yetenekli olduğunu söylüyor. alıntı yapıyorum: Open Subtitles ولكن مدرّبك في الطيران يقول أنك ذو موهبة طبيعية، وأنا أقتبس:
    Ulusumuzun ünlü babalarından birinden alıntı yapmak isterim. Open Subtitles بينما أقتبس كلام أحد أباء أمتنا العظيمين
    - Vincent Van Gogh'un bir hayat kadınına, kopan sağ kulağını kadına uzatırken söylediği direktiflerden alıntı yapıyordum. Open Subtitles منذ أن كنا هناك داك لقد كنت أقتبس التعليمات التى قام فان جوخ باعطائها لعاهره عندما قام باعطائها أذنه اليمنى المقطوعه
    şöyle alıntı yapmak istiyorum" yerçekimi yasası olduğu için Open Subtitles و أنا أقتبس بسبب وجود قانون مثل الجاذبية
    39 numaralı kuraldan alıntı yapmayı sevmiyorum ama bu kesinlikle tesadüf olamaz. Open Subtitles حسنًا،أكره أن أقتبس القاعدة39 و لكن هذا بالتأكيد ليس مصادفة
    Ders kitabından alıntı yapıyormuşum gibi geldiyse gerçekten öyle. Open Subtitles إن بدوت وكأنني أقتبس من كتاب مدرسي فأنا أفعل
    tırnak, dışarıdaydım, kapa tırnak. Open Subtitles ياإلهي - أقتبس " بالخارج " انتهى الإقتباس -
    Sonra da, yine tırnak içinde; "sizin kıçınızı ve oğlunun kıçını midesi kıçla dolana kadar yiyeceğini" söylemiş. Open Subtitles ومن بعدها سيقوم بـ،وأنا أقتبس منه، "سيأكل مؤخرتك ومؤخره ابنه" "في الغرفة العفنة حتي تمتلئ معدته"
    Söylediklerini aynen aktarıyorum: "Ülkemizin temsilcileri neler olduğunu çözene kadar Müslümanların Amerikaya girişinin tamamen engellenmesi gerektiği çağrısını yapıyorum." TED أقتبس: "أنا أدعو إلى إيقاف كلّي لدخول المسلمين للولايات المتحدة، إلى أن يكتشف ممثلي البلاد ما الذي يجري."
    Antlaşmanın 9. Maddesi'nde açıkça belirtildiği gibi - okuyorum - Open Subtitles وكما هو مصرح وبشكلٍ جليّ في البند التاسع بأن وأنا أقتبس
    Ki bu şarkı onun, aynen alıntılıyorum, "En sevdiği opera şarkısı" ymış. Open Subtitles والتي قالت عنها, وأنا أقتبس قولها "أفضل موسيقى أوبرا على الإطلاق"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more