"أقترض" - Translation from Arabic to Turkish

    • ödünç
        
    • borç
        
    Kullanabileceğim bir bilgisayar yoktu, bu yüzden bir öğrencinin cep telefonunu ödünç aldım. TED لم أتمكن من الوصول إلى أجهزة الكمبيوتر، لذا كان على أن أقترض هاتف طالب جامعي أصغر.
    Zevkini beğenirim. Hatta giysilerini bile ödünç alırım. Open Subtitles يعجبنى ذوقه ، حتى أننى أحياناً أقترض ملابسه
    Hey. Yarına kadar, biraz ödünç paraya ihtiyacım var. Open Subtitles هيه ، أحتاج لأن أقترض بعض المال فقط حتى الغد
    Senin sigortan üzerinden borç almaya çalıştım, ama işe yaramadı. Open Subtitles حاولت أن أقترض بضمان بوليصة التأمين الخاصة بكِ ولكنني فشلت
    10.000$ borç lazım bir daha asla para istemem senden. Open Subtitles يجب أن أقترض منك 10 آلاف دولار ولن أسألك مجدداً
    Peki öyleyse 50 Dolar borç verir misin? Open Subtitles حسن ، طيّب ، أيمككني أن أقترض 50 دولارا ؟
    O zaman bir ihtimal senin cep telefonunu ödünç alabilir miyim? Open Subtitles حسناً, إذن ربما قد أستطيع ان أقترض هاتفك الخلوي؟
    Golf kulübü kartını ödünç almam gerek. Open Subtitles أريد ان أقترض بطاقة عضويتك في النادي الريفي
    Evet, burayı ödünç almak istiyorum. Open Subtitles أجل، أود أن أقترض المرفق الخاص بك، من فضلك
    Bu kameralardan birini ödünç alabilir miyim? Open Subtitles هل تسمح لي بأن أقترض واحدة من تلك الكاميرات؟
    - İncil'de geçtiği gibi Terry, üvey annesinin motosikletini ödünç aldığında. Open Subtitles ,مثل ما في الكتاب المقدس عندما أقترض تيري دراجة أخيه
    Küçük kuşlarımın söylediğine göre Mossad, CIA'den son derece yetenekli ve yaratıcı bir giriş uzmanı ödünç almış. Open Subtitles طائر صغير أخبرني أن وكالة المخابرات المركزية توصلت الى أتفاق أن الموساد أقترض شيئاً بارعاً متخصصة
    Biraz ödünç olabilirim Ama biliyor musun? Open Subtitles حسنًا، أسمع ربما يمكنني أن أقترض بعض المال لكي .. أنت تعرف.
    Bir kaç şey ödünç almama izin verirsen senin için ev işlerini yaparım ya da avlanırım. Open Subtitles ساكون سعيداً للقيام بأعمال الرتيبة أو مطاردة إذ سمحتِ لي أن أقترض بعض الأشياء
    Tong Po' ya oynamak için sizden $1 Milyon ödünç istiyorum. Open Subtitles أريد أن أقترض مليون دولار لاراهن علي طوم-بو
    Hisse karşılığında o kadar borç alabildim. Open Subtitles ربما باستطاعتي أن أقترض مثل هذا المبلغ على الأرض
    Geçen yıl, borç verdiğin 40 dolardan sonra sürekli artan miktarda borç alıyorum. Open Subtitles كنت أقترض بكميات متزايدة منذ أقرضتني أربعين دولار العام الماضي
    borç almak istemiyorum,kendim kazanmak istiyorum Open Subtitles لا أريد أن أقترض , بل أريد أن أكسب بعرق جبيني
    Londra'da lüks perakende mağazaları almak için milyarlarca dolar borç aldı. Open Subtitles لقد أقترض البلايين من البنوك من أجل تأسيس مجموعة من متاجر التجزئة الراقية فى لندن
    "Bu milyoner bu şirketi satın almak için yerel bankanızdan bir milyar dolar borç aldı." Open Subtitles هذا المليونير أقترض بليون دولار لشراء هذه الشركة و لقد أقترض المبلغ من مصرفك المحلى
    Gerekirse ailemden borç alacağım. Open Subtitles سوفَ أقترض النقود من والداي إذا اضطررت لذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more