"أقتلكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• öldürürüm
• öldüreceğim
• öldürmek
• öldürmem
• öldürmeyeceğim
• öldürebilirdim
• öldürmemi
• geberteceğim
• öldürmeliyim
• öldürmeliydim

Mecbur kalırsam, seni öldürürüm Roxie. Şansını zorlama, olur mu?
سوف أقتلكِ إذا أضطريت روكسي لذا لا تختبريني مفهوم ؟

Seni öldürmeyeceğim. Hintliyi öldüreceğim. Sonra gelip telefon numaranı alırım.
أنتِ لن أقتلكِ, أنتِ ظلِّ هنا سأذهب لأقتل الّلص, ثم سأعود لأخذ رقمكِ.

Saklayacak hiçbir şeyim olmadığını gördüğüne göre neden seni öldürmek isteyeyim ki?
لمَ عساي أقتلكِ في حين رأيتِ للتو أنّه ليس لديّ ما أخفيه؟

Gizli el sıkışmasını gösterirdim ama sonra seni öldürmem gerekir.
بإمكاني أن أريكِ المصافحة السرية لكن سيتوجب عليّ أن أقتلكِ

Merak etme. Seni öldürmeyeceğim. Şimdi değil.
لا تقلقي، لن أقتلكِ ليس الآن و ليس بهذه الطريقة

Eğer aç gözlü olsaydım, Her para için seni nasıl öldürebilirdim?
أصبحتُ جشعاً، ولستُ شريراً. كيف يمكنني أن أقتلكِ لِأجلِ المال؟

Eğer insafına seni öldürmemi istiyorsan 2 kere göz kırp.
ارمشي مرتين لو تودين مني أن أقتلكِ برفق

Seni geberteceğim lanet olası!
-سوف أقتلكِ ! -أنتن !

Bir dahakine seni öldürürüm kaltak!
سوف أقتلكِ فى المره القادمه أيتها العاهره

Bir adım yaklaşırsanız, sizi öldürürüm.
إذا قمتِ بالتقدم خطوة واحدة بإتجاهي سوف أقتلكِ

Bizden tarafta olmadığını anladığım anda seni öldürürüm.
بأول علامة توضح بأنكِ لست بجانبنا سوف أقتلكِ بنفسي

Eğer bu bir şakaysa seni öldüreceğim.
سوف أقتلكِ إذا كانت هذه مزحه

- Seni öldüreceğim, tamam mı?
سوف أقتلكِ. لا بأس في ذلك

Seni öldüreceğim, seni keçi memeli, saksocu spastik at sikicisi!
سوف أقتلكِ, أيتها العاهرة ذات الصدر المسطّح... يا محبّة الخيول المصابة بالتشنج!

Roxie, seni öldürmek istemiyorum ama direnirsen mecbur kalırım.
أنا لا أريد بأن أقتلكِ روكسي لكن لو رفضتِ ، يجب علي ذلك

Tanrım, çok özür dilerim. Seni öldürmek istemedim.
يا آلهي، أنا آسفة جداً لم أُرد أن أقتلكِ

Bunu bir daha tekrar edersen, sana öyle şeyler yaparım ki, seni öldürmem için bana yalvarırsın.
،إن حاولتِ فعلها ثانيةً فسأفعل لكِ أموراً تجعلكِ تتوسلين لكي أقتلكِ

Denedim, öldürmem gerekiyordu.
لقد حاولت. كان من المفترض أن أقتلكِ

Sydney, seni öldürebilirdim. Seni Mutabakat'ın adamı sandım.
كان يُمكنني أن أقتلكِ إعتقدتأنكِمن حراس(الكوفنانت)

Sparks, Yavru'yu götürmeden önce seni öldürmemi emretti.
"سباركس" أعطاني أمر بأن أقتلكِ قبل أن ينقلون الذرية

geberteceğim seni!
سوف أقتلكِ

lanet, belki de seni şimdi öldürmeliyim.
سحقاً، ربما يجب أن أقتلكِ الآن

Bak buraya. Seni dün akşam öldürmeliydim. Öyle yapmalıydım.
كان يجب أن أقتلكِ بالأمس كان عليَّ فعل هذا