"أقرأها" - Translation from Arabic to Turkish

• okumadım
• oku
• okuyayım
• okumak
• okuyorum
• okumamı
• okumama
• okuyacağım
• okumam
• okurum
• okuduğum
• okumuyorum
• Okusana
• okumadığım
• okurdum

okumadım, ama babalık sezgilerim hayli özel olabileceğini söylüyor.
لم أقرأها بعد لكن حدسي كأب يقول أنها مميزة على الأرجح

Ben disiplini sağlayacağım. Ben yönergeleri yüksek sesle okurken, sen de içinden oku.
وأنا سأراقب اقرئي التعليمات بصمت بينما أقرأها أنا بصوت مرتفع

Muhtemelen yazıları okuyamıyorsunuz, ama ben sizin yerinize okuyayım:
قد لا يمكنكم رؤية الكتابة لكنني أود أن أقرأها لكم.

Ancak içtenlik dolu bir mektupsa onu okumak bana düşmez.
ولكن إذا كانت صادقة فإنه ليس من شأني أن أقرأها

Şey, evet, onu okuyorum ama diğer ebeveyn sitelerini daha çok seviyorum.
حسناً، نعم، أنا أقرأها بالفعل. لكني أفضل مدونات أخرى تتعلق بشؤون الأمومة.

Müdür, sınıfın en iyisinin benimki olduğunu söyledi ve Başkan'ı takdim etmem için sesli okumamı istedi!
حسناً,المدير قال أنها كانت أفضل واحدة في الصف ويريدني أن أقرأها بصوتٍ عالي لأقدم الرئيس

Beni eğlendiriyor. okumama izin vermiyorsun, bari sen beni eğlendir.
لأنها تُسلينى, أنت لم تدعنى أقرأها لذا أنت سلينى بهرائك

- Dışından oku! - Tamam, okuyacağım.
أقرأها بصوت عال حسنا، سأقرأ هذا الشيء اللعين

Şişenin üzerinde yazıyordu ama hiç okumadım.
.تُكتب على الزجاجة ولاكنّي لم أقرأها أبدا

Pardon, daha yeni çıktısını aldım. Henüz okumadım.
اوه, المعذرة, لقد طبعتها للتو لم أقرأها بعد

Halk içinde pek okumadım.
سصعب أن أقرأها حتى و أنا بمفردي

Sona geç. Burası... Hadi,çabuk.oku şunu.
.. أنتقل إلى النهاية .هيّا، بسرعة، أقرأها

Şuradaki cama doğru tutun da okuyayım.
حسنا احضرها لي من خلال النافذة هناك وسوف أقرأها

- Hayır, hayır. Bırak okuyayım. - Bittiği zaman, oldu mu?
لا ،لآ ، دعيني أقرأها - فقط عندما تكتمل حبيبتي -

Bittiğinde okumak isterim.
موافق , حسناً , عندما تكونين مستعدة أحب أن أقرأها

Onun için okuyorum. Beni eğlendiriyor. okumama izin vermiyorsun, bari sen beni eğlendir.
لأنها تُسلينى, أنت لم تدعنى أقرأها لذا أنت سلينى بهرائك

Tekrar okumamı ister misin?
هل تريدين مني أن أقرأها لك ثانية ؟

Maalesef ki bu bilgileri nasıl okuyacağım konusunda en ufak bir fikrim yok.
لكنّي للأسف لا أعرف كيف أقرأها

Bir kopyasını da bana ver. O bitirene kadar okumam vallahi.
اعطني نسخة أعدك أنني لن أقرأها إلا عندما تنتهي هي

Ben bir iki yılda bir okurum. Her seferinde farklı gelir.
أقرأها مرة كل سنة أو سنتين وفي كل مرة تكون مختلفة

Bu sabah, dün gece okuduğum derginin üzerinde ne bulduğumu bilmiyorsunuz.
أنت لا تعرف ماذا وجدت هذا الصباح على سطح المجله التى كنت أقرأها لتساعدنى على النوم

Hep aynı şeyleri yazıyorlar, ve ben okumuyorum, gazete almazsam da eksikliğini hissederim.
دائما يكتبون نفس المادة وأنا لا أقرأها لكن إذا أنا لا أشتري الجريدة أتوحشها

- Okusana! oku diyorum!
أقرأها أقول لك أقرأها

Benim yazıldığı gibi okumadığım imasında mı bulunuldu?
المعاني المتضمنة التي لم أقرأها كما هو مكتوب؟

Bana kitapları seçmeyi öğretti ve onu beklerken okurdum.
علمتني كيف أختار كتبي, وأن أقرأها أثناء فترة انتظارها.