| Çünkü seni endişelendirmek, strese sokmak istemedim. | Open Subtitles | لأنني لم أود أن أقلقكِ ؟ لم أرد أن أوترك ؟ |
| Seni endişelendirmek istemedim ama dün gece bir çete üyesi acil servisten kayboldu ve bunun benim gözetimimde olması da sadece kötü talihti. | Open Subtitles | إسمعيني .. أم أرد أن أقلقكِ ولكن مساء أمس إختفى أحد أفراد العصابة من غرفة الطوارئ |
| Sizi endişelendirmek istemedim ama bunu bilmeniz gerektiğini düşündüm, RM terapisi altındayken bir şey gördüm. | Open Subtitles | لم أقصد أن أقلقكِ و لكن أعتقد أنه قد يهمك أن تعرفي أنه خلال علاج الذاكرة المستردة عندما كنتِ مخدرة رأيتُ شيئاً |
| Kayıp bir gemiden bahsetmemiştin. Seni endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أقلقكِ |
| Söylemek istedim ama sadece rüyaydı, seni endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | أردت أن أخبركِ عن (شاو) ولكنه كان مجرد حلم وأردت أن أكون متأكدا قبل أن أقلقكِ |
| Seni endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | لم أرِد أن أقلقكِ |
| Seni endişelendirmek istemedim. Endişeleniyorum Henry. | Open Subtitles | آسف ، لم أرد أن أقلقكِ |
| Seni endişelendirmek istemedim Julia, sadece bu yüzden. | Open Subtitles | لم أرغب أن أقلقكِ |
| Sadece seni endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | إنني لم أرد أن أقلقكِ |
| Ben seni endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أّرد أن أقلقكِ. |
| - endişelendirmek istemedim. | Open Subtitles | -لم أرد أن أقلقكِ |