Ama, Efendim, her iki cephede de onları yenebilecek... kadar güçlü olduğumuza inanıyorum. | Open Subtitles | لكن يا معلم، أنا أؤمن أننا أقوياء بما يكفي لقتالهم من كلاّ الجانبين |
Hassas olabilecek veya sizi zayıf gösterse bile incindiğinizde veya mutlu olduğunuzda ağlayabilecek kadar güçlü müsünüz? | TED | هل أنتم أقوياء بما يكفي لتكونوا حساسين، لتبكوا سواء كنتم تتألمون أو وأنتم سعداء. حتى ولو جعلكم هذا تبدون ضعفاء؟ |
Onlara meydan okuyacak kadar güçlü hale gelemezdiniz. | Open Subtitles | لم تكونوا لتصبحوا أقوياء بما يكفي لتحديهم |
Bu düşüş sonucu hayatta kalmak için yeterince güçlüler ancak burası yalnız kalmak için hiç de uygun değil. | Open Subtitles | إنهم أقوياء بما يكفي لينجو من السقوط لكن ليس هذا بالمكان الذي تتخلّف فيه لوحدك |
Çok güçlüler ama harem pantolonları içindeki Barbara Eden da değiller. | Open Subtitles | , أظن أنهم أقوياء بما يكفي لكن ليس بقوة (باربارا إيدن) مرتدية البنطال |
Çoğu kişi enerji topundan sağ kurtulacak kadar güçlü değildir, Belthazor. | Open Subtitles | ليس هنالك من هم أقوياء بما يكفي للنجاة من كرات الطاقة، بلثازور |
Onu kullanacak kadar güçlü değiliz. Mızrak bir silah. | Open Subtitles | لسنا أقوياء بما يكفي للسيطرة عليه. |
O kadar güçlü değiliz. | Open Subtitles | -نحنُ لسنا أقوياء بما يكفي . |