Böyle tuğla gibi ama biraz daha büyük ve gri. Cüruf bloğu mu? | Open Subtitles | ما هي الأشياء التي تكون شبيهة بالقرميد لكن أكبر و بلون رمادي ؟ |
Seneye, gelecek yaz, ev sahipliği yapmayı umduğum şey; tarihteki en büyük ve en iyi aile toplantısı. | TED | السنة القادمة ، الصيف القادم سأقوم بإقامة ما آمل أن يكون أكبر و أفضل اجتماع عائلي في التاريخ |
Burası Rocinha, Rio de Janerio’daki en büyük ve en şehirleşmiş varoş. | TED | هذه هو هوسينيا، أكبر و أكثر الأحياء الفقيرة حضريةً في ريو دي جانيرو. |
Özellikle de şu an Gloria daha iri ve yavaş bir hedefken. | Open Subtitles | خاصة بما انه الان غلوريا أصبحت هدفا أكبر و أبطأ |
Buradaki oteller, Vegas'daki ortaklıklarınkinden daha büyük ve fiyakalı. Küba hükümetindeki dostlara teşekkür etmeliyiz. | Open Subtitles | الفنادق هنا أكبر و أرقى من كل ما شيدناة فى فيجاس |
Buradaki oteller, Vegas'da kurduğumuz, O kaba batakhanelerden çok daha büyük ve gösterişli. | Open Subtitles | الفنادق هنا أكبر و أرقى من كل ما شيدناة فى فيجاس |
Onların herkesinkinden daha büyük ve daha güçlü olmasını sağla ki, birinci ben olayım. | Open Subtitles | في الحقيقة، دعهم يصبحون أكبر و أقوي من الآخرين حتي تصبح الجائزة الأولي لي |
O zamandan beri, daha büyük ve karlı işlerle ilgilendim. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين و قد أنتقلت إلى مسائل أكبر و أكثر ربحية |
Daha büyük ve daha güzel bir yeriniz olabilir. | Open Subtitles | يمكنكم الحصول على نقود إضافيه بالإضافه إلى منزل أكبر و اجمل منهذا |
Tahmin edebileceğinden çok daha büyük ve tehlikeli bir şeyle yüzleşeceksin. | Open Subtitles | أنت تدخل بشيء أكبر و أخطر من الذي يمكنك أن تتخيله حتـى |
Tuzlu suyu tolere edebilen bir kaç timsahtan biridir onlar aynı zamanda en büyük ve güçlü yüzücülerdir | Open Subtitles | فهي واحدة من التماسيح القليلة التي تكيفت مع المياه المالحة و هم أيضاً من أكبر و أقوي الحيوانات السابحة |
Artık Amerikan bankaları daha büyük ve güçlü ve eskisinden daha konsantreler. | Open Subtitles | البنوك فى الولايات المتحدة الآن أكبر و أقوى و أكثر تركيزا مما سبق على الإطلاق |
Daha büyük ve güçlü biri gelip onu senden aldı ve yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | أتى أحد أكبر و أقوى و أخذها بعيداً عنك و لم يكن هناك شيء تستطيع فعله حيال ذلك |
Maltazar şimdi daha büyük ve daha güçlü. Bakalım Arthur, Selenia ve Beta onları nasıl durduracaklar? | Open Subtitles | الآن , أكبر و أقوى من ذي قبل, كيف يمكن لـ آرثر بيتاميتش و سلينا أن يوقفوه |
Böylece, onların daha büyük ve rahat bir yerleri olacak ve ben de envanter yaparken yalnız kalmayacağım. | Open Subtitles | و بالتالي سيكون لديهم مكانٌ أكبر و مريحاً أكثر، و هكذا أجد صحبةً عندما أقوم بعمليّات الجرد. |
İngiltere tarihindeki en büyük ve en dikkat çekici cinayet davası bu. | Open Subtitles | في أكبر و أشهر قضية قتل في تأريخ بريطانيا. |
Ama önce daha büyük, daha ucuz normalde kabul edilmeyen, kitaplarda yazmayan tasarrufları yakalamalıyız. | TED | لكن علينا أولاً أن نمتلك مدخرات أكبر و أقل تكلفة و التي عادةً ما يتم تجاهلها ولا تدرج في كتب التعليمات. |
Babam gibisiniz, sadece daha iri ve gençsiniz. | Open Subtitles | أنت مثل أبى ، بإستثناء أنك أكبر و أصغر |
Bunun için daha farklı bir tekneye ihtiyacım vardı: daha büyük, daha geniş, daha hızlı ve daha güçlü. | TED | إحتجت إلى مركب مختلف لتنفيذ هذه المهمة: مركب أكبر و أعرض و أسرع و أكثر قوةٍ. |
Kutuplar, doğal ortamların en geniş ve en çetin olanlarıdır. | Open Subtitles | إنهما يكونان أكبر و أكثر البراري تطلباً للجهد على الأطلاق. |