Size daha hassas olmanızı söyleriz,.. ...sizse dini cemaatlere katılırsınız. | Open Subtitles | نقول لك أن تكون أكثر حساسية فتنضم لفريق الوفاء بالوعود |
Temel olarak kıvılcım aralığı aparatının daha hassas bir versiyonudur. | Open Subtitles | أنها في الأساس نسخة أكثر حساسية من جهاز فجوة الشرارة. |
Nedeni kısmen toplumun, tüberkülozun insanları daha hassas, yaratıcı ve anlayışlı yaptığına inanmasıydı. | TED | من جهة، لأن المجتمع اعتقد أن مرض السل جعل الناس أكثر حساسية وإبداعًا وعطفًا. |
Belki de sadece başkalarının görüp hissedemediği şeylere karşı daha duyarlı olduğunuz anlamına geliyor. | TED | لكن ربما يعني فقط أنك أكثر حساسية لما قد لا يراه معظم الناس أو يحس به. |
Herhalde bize, bir sürü arkadaşının eşcinsel eğilimleri olduğunu ve daha duyarlı olmamı söyleyeceksin. | Open Subtitles | أعتقد أنك ستخبرنا أن هناك الكثير من أصدقائك من الشواذ و أنه يجب علي أن أكون أكثر حساسية |
İnsanların kalplerindeki üzüntüyü bir erkekten daha sert bir kadından daha nazik bir şekilde şarkılarında söylüyor. | Open Subtitles | هي التي تغني حزن قلوب الناس أخشن من الرجال مع ذلك أكثر حساسية من النساء |
İhmal eden annelerin yavrularında tam ters bir sonuç ortaya çıktı. Bu yüzden hayatları boyunca strese karşı daha hassas hale geldiler. | TED | في حين حصلت جراء الأمهات المهملة على نتائج معكوسة حيث أصبحت أكثر حساسية للتوتر خلال حياتها. |
Birçoğumuz gitmeyi seviyoruz ve stabil kalmaları için gezegenimizdeki değişiklere rağmen parkları kontrol ettiğimiz için zaman içerisinde daha hassas alanlar oluyorlar. | TED | يحب الكثير منا الذهاب إلى هناك، ولأننا تحكمنا في جعلها مستقرة على سطح كوكب متغير، فإنها تصبح أكثر حساسية مع مرور الوقت. |
Uyku yoksunluğu kendi ağrılarımıza karşı bizi daha hassas hale getirdiğinde başkalarıyla ilişki kurmakta ve uykumuzu alamadığımızda genel olarak iyi ve sağlıklı biri olmakta zorluk yaşamamız şaşırtıcı değil. | TED | حين يجعلنا الحرمان من النوم فعليَّا أكثر حساسية لألمنا، فليس من الغريب أن نجد صعوبة في التعامل مع الآخرين وبشكل عام أن نكون أشخاصاً طيبين وأصحاء حين نحرم من النوم. |
Fakat onlar da yetişkin olmayı öğrendikçe diğer insanların fikirlerine karşı daha hassas oluyorlar ve bu özgürlüğü kaybedip, onlar da utanmaya başlıyorlar. | TED | لكن ومع بلوغهم سن الرشد فهم يصبحون أكثر حساسية تجاه آراء الآخرين ويخسرون تلك الحرية ويبدأوا الشعور بالحرج. |
Fizikçiler de karanlık maddeye dair bir belirti yakalamak için laboratuvarlarında yeni ve daha hassas deneyler yapıyorlar. | TED | يقوم الفيزيائيون أيضًا بعمل تجارب جديدة أكثر حساسية لمحاولة اكتشاف أي أثر للمادة المظلمة في مختبراتهم. |
Bu neden mi önemli? Çünkü bu cihaz çok daha hassas. | TED | مالذي يجعل من هذا الأمر مهما؟ لأنه أكثر حساسية بكثير. |
bu gardiyanın daha hassas, daha insancıl iyi kalpli olduğunu düşünmüştük. | Open Subtitles | أكثر حساسية أكثر إنسانية إنها أكثر لطفاً |
bu gardiyanın daha hassas, daha insancıl iyi kalpli olduğunu düşünmüştük. | Open Subtitles | أكثر حساسية أكثر إنسانية إنها أكثر لطفاً |
Bunu biraz daha hassas anlatabilirdim ama evet, doğru olabilir. | Open Subtitles | كنت سأكون أكثر حساسية بخصوص هذا الأمر لكن أجل . انه صحيح |
Bu konuda biraz daha hassas davranmalıyız. Peki ya kurban kalıntılarının kilo ve boyu? | Open Subtitles | كان ينبغي أن أكون أكثر حساسية لا بد أنّ هذا صعب عليك أيضاً |
"Gözlüklerimi takayım çünkü bu beni daha duyarlı gösterir." | Open Subtitles | سأرتدي نظارتي لأنها تجعلني أبدو أكثر حساسية |
Şanslısın. Joe daha duyarlı gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنت محظوظة جو على ما يبدو أنه أكثر حساسية |
Evet, belki de daha duyarlı olmalıyım. | Open Subtitles | نعم ربما يجدر بي أن أكون أكثر حساسية معهم |
Hayır, çünkü Bayan Bulstrode çok daha nazik bir olayın peşindeydi. | Open Subtitles | لا لا . لأن الآنسة ً بولسترود ً كانت في مهمة أكثر حساسية |
- O zaman daha dayanıksız olacaklar. | Open Subtitles | - سيكونون أكثر حساسية ثمّ . - و نحن كذلك . |