"أكثر من أي وقت" - Translation from Arabic to Turkish

    • hiç olmadığı kadar
        
    • Hiç olmadığım kadar
        
    • her zamankinden çok
        
    • her zamankinden daha çok
        
    • her zamankinden fazla
        
    • Her zamankinden daha da
        
    • her zamankinden de fazla
        
    Çünkü şimdi, hiç olmadığı kadar, körlemesine takip etme zamanı değil, körlemesine kabul etme, körlemesine güvenme. TED حيث الآن، أكثر من أي وقت مضى، ليس الوقت للاتباع، للتقبل و الوثوق بدون تفكير.
    Bu mikro kanallar bizi bakterilerin koca mavi okyanusta nasıl gezindiğini anlamamıza daha önce hiç olmadığı kadar yakınlaştırdı. TED هذه القنوات الصغيرة تقربنا أكثر من أي وقت مضى لنفهم كيف تُبحر البكتيريا في المحيط الأزرق الكبير.
    Sanki başka bir kadındım ama aynı zamanda, Hiç olmadığım kadar da bendim Open Subtitles تصرفتوكأننيامرأةأخرى.. ومع ذلك كنت ذاتي أكثر من أي وقت
    Ve şimdi babana her zamankinden çok ihtiyaç duyduğunu görüyorum. Open Subtitles أرى الآن أنك تحتاج والدك أكثر من أي وقت مضى
    Şu an buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. TED ونحن بحاجة إلى هذا الآن أكثر من أي وقت مضى.
    İnsanların voleybola her zamankinden fazla ihtiyacı var. Open Subtitles الناس بحاجة لكرة الطائرة الآن أكثر من أي وقت مضى.
    Bu da ticaretin ve küreselleşmenin niçin daha da önem kazandığını, Her zamankinden daha da güçlü olduğunu ve büyümeyi daha da ileri seviyelere taşıyacağını gösterir. TED وهذا يفسر لماذا التجارة والعولمة هي أكثر أهمية ، وأكثر قوة من أي وقت مضى، وستعمل على زيادة النمو أكثر من أي وقت مضى.
    Bugün, bilgi akışını kontrol eden eski medya muhafızlarından hiç olmadığı kadar özgürüz. TED نحن اليوم متحررون أكثر من أي وقت مضى من المتحكمين القدماء في الإعلام الذين تحكموا سابقًا في تدفق المعلومات.
    Bu demektir ki, insani değerlere ve etiğe hiç olmadığı kadar sıkı sarılmamız gerekiyor. TED والذي يعني أنه يجب علينا ننتظر بشكل محكم أكثر من أي وقت مضى للقيم الانسانية والأخلاق الانسانية.
    Bunun anlamı insanlık tarihinden öncesine göre ... ...günümüzde hiç olmadığı kadar bol yiyeceğe sahibiz. TED وهذا يعني أن لدينا الآن المزيد من المواد الغذائية المتوفرة أكثر من أي وقت مضى في تاريخ البشريّة.
    Doktorun gözü bugüne kadar hiç olmadığı kadar keskin bir şekilde senin üzerinde. Open Subtitles , الطبيبُ عينُه حمراءٌ منك الآن أكثر من أي وقت مضى
    Bu evlilik işine, Hiç olmadığım kadar bağlıyım. Open Subtitles أَنا أكثرُ إلتزاماً إلى هذا الزواجِ أكثر من أي وقت مضى.
    Rakiplerim hakkında Hiç olmadığım kadar bilgi sahibi oldum böylece. Open Subtitles بمجرد التفكير فيها, أشعر بالإستنارة عن منافسيني أكثر من أي وقت مضى
    Bu yalnız bir yol, ama o artık gitmişti ve ben Hiç olmadığım kadar yalnızdım. Open Subtitles الطريق ما زال موجود ولكن أبي ليس عليه الآن وكنت لوحدي على الطريق لوحدي أكثر من أي وقت مضى
    Senin de bana her zamankinden çok ihtiyaç duyduğunu görüyorum. Open Subtitles وأنا أرى أنك تحتاجني الآن أكثر من أي وقت مضى
    Küfretti çünkü. Bu yıl her zamankinden çok şaperon çağırdı. Olamaz. Open Subtitles لأنها وضعت مرافقين أكثر من أي وقت مضى لا ، مستحيل
    Ne oldu? İnsanların çevirecekleri entrikalardan, her zamankinden çok korkuyorum. Open Subtitles أخشى الآن, أكثر من أي وقت مضى من مكائد الرجال
    her zamankinden daha çok çalışıyordum ama yine de... Open Subtitles كنت أتمرن أكثر من أي وقت مضي ورغم ذلك أنا
    Eylemim Valiyi her zamankinden daha çok meşhur etmiş görünüyor. Open Subtitles ضربتي تَجْعلُ الحاكمَ شعبي لدرجة أكبر أكثر من أي وقت مضى.
    Ve en iyi arkadaşıma her zamankinden daha çok ihtiyacım vardı, ama sana karşı dürüst olduğum için beni hayatından çıkardın! Open Subtitles لقد أحتجت الى صديقتي المقربة أكثر من أي وقت مضى وأنتي أخرجتيني من حياتك لأني كنت صريحة معكي
    Başbakanın ikinci kez kalp krizi geçirmiş olmasını sana her zamankinden fazla ihtiyacı olacağına dair bir işaret olarak görmenden korkuyorum. Open Subtitles أخشى بأن تعتبر إصابة رئيس الوزراء بنوبة قلبية أخرى كأنها إشارة بأنه يحتاجك الآن أكثر من أي وقت مضى
    Şimdi kafam Her zamankinden daha da karıştı. İşaret bulanık. Open Subtitles والآن أنا محتار أكثر من أي وقت سبق، .. العلامة مبهمة
    Şimdi her zamankinden de fazla canlı hissetmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن اكون حية، الآن أكثر من أي وقت سابق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more