Düşündüğün birkaç günden daha fazla. Artık bir editör değilim. | Open Subtitles | إنها أكثر مِنْ بضعة أيام، مع ذلك لم أعد محررة |
Seninde başında çok şey olacak, farkında olduğundan daha fazla. | Open Subtitles | أنت سَيكونُ عِنْدَكَ الكثير على صحنكَ أيضاً، أكثر مِنْ تُدركُ. |
Aslında daha çok bir önsezi. - Ama yaklaştığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | حَسناً، أكثر مِنْ حدس، في الحقيقة لكن أعتقد أننى أَقتربُ |
Sadece sana endişelendiğim ve seni ondan daha çok sevdiğim için. | Open Subtitles | فقط لأنني كُنْتُ قلق بشأنك ولأن أَحبُّك أكثر مِنْ أَنَّهَا تَعمَلُ. |
- Yüzüne bir bakın. Konuştuklarından daha fazlası kafasından geçiyor gibi. | Open Subtitles | من النظرةِ على وجهِه، كَانَ فى رأسه أكثر مِنْ مجرد الكلام |
Ailenin senin için planladığı gibi ve bizim Christopher için boşuna planladığımız gibi, bir üniversiteye gitmiş olsaydın mavi yakalı bir işten daha fazlasını yapabilirdin. | Open Subtitles | إذا أنت جامعةُ كما أبويك خطّطوا لك، وكما كَانَت خططنا لكرستوفر َرُبَّمَا طَمحتَ إلى أكثر مِنْ موقع ذو ياقة بيضاء |
Mmm . Herkesten daha iyi bilmen lazım, sihrin bedeli vardır. | Open Subtitles | يفترض أنّك تعرف أكثر مِنْ أيّ أحد أنّ للسحر ثمناً دائماً |
Beğenilmekten ve hoşlanılmaktan başka hiçbir şey bizi daha fazla memnun edemez, değil mi? | Open Subtitles | لا شيء يُبهجُنا أكثر مِنْ أَنْ يُتمتّعَ به، قدّرَ أَو فقط سهل حَبَّ مِن قِبل شخص ما، حقّ؟ |
Onu daha fazla okumasan iyi olur bence. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنك تريدي قِراءة أكثر مِنْ ذلك |
Bir kadının benim için anlamının, kumsaldan aldığın bir taştan daha fazla olmayacağına yemin ettim. | Open Subtitles | أنا أقسمتُ ان مفيش إمرأةِ ستعني لي شيئ أبداً أكثر مِنْ حجارة التقطها من على الشاطئ |
Beğenilmekten ve hoşlanılmaktan başka hiçbir şey bizi daha fazla memnun edemez, değil mi? | Open Subtitles | لا شيء يُبهجُنا أكثر مِنْ أَنْ يُتمتّعَ به، قدّرَ أَو فقط سهل حَبَّ مِن قِبل شخص ما، حقّ؟ |
Yermeğimde böcek olsa daha fazla bahşiş verirdim. | Open Subtitles | ، انا أعطى بقشيش أكثر مِنْ ذلك عندما كان هناك حشرة في غذائِي. |
Haydi, daha fazla paran var. | Open Subtitles | ستيف، حَصلتَ على أكثر مِنْ ذلك. تعال، الآن. |
-Çünkü orada beynin var. Çünkü kafadaki bir yaranın kıçımdakinden daha çok acıtacağını biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أَعْرفُ أن جرحا في الرأس يَؤذي أكثر مِنْ جرح في المؤخرة. |
Gözlerin şu halinden daha çok fırlayamaz ya. | Open Subtitles | لا شيء سيساعدَك لو ان عيونِكَ جحظت أكثر مِنْ الآن. |
- daha çok iş ahlakı diyelim. | Open Subtitles | في الحقيقة، هو أكثر مِنْ توجيه مِنْ قاعدة. |
Bence mutluluğu, çoğu insandan daha çok tadacaksın. | Open Subtitles | أعتقد أنت سَتَعْرفُ سعادة أكثر مِنْ أكثر. |
Birinin ismini söylememi daha çok istiyorsun. | Open Subtitles | تُريدُني لقَول اسمِ واحد أكثر مِنْ الآخرون. |
Evet, ama o sandıkta altın ve mücevherden daha fazlası var. | Open Subtitles | أجل، لكنْ هناك أكثر مِنْ مجرّد ذهب ومجوهرات في ذلك الصندوق |
Söylemeye çalıştığım şey daha fazlasını istediğim, her geceyi Winchester'da geçirmekten fazlasını. | Open Subtitles | شون، الذي أُحاولُ قَوله أَحتاجُ شيءَ أكثرَ، أكثر مِنْ مبيت كُلَّ لَيلة في وينتشيستر. |
Rahatlıkla buraya bırakabilirsiniz ama kendi evine götürseniz daha iyi. | Open Subtitles | الموافقة. أنت أكثر مِنْ مرحباً لتَرْكهم هنا، لَكنَّك قَدْ تَفْعلُ أحسن أَخْذهم إلى مكانِه. |
Zavallı yumurcaklar, benim gibi soğuk bir amcadan fazlasına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | حَسناً،أطفال مساكين يَحتاجونَ أكثر مِنْ عمّ بعيد. |
Ölümler birbirine çok yakın yerde. Belki de birden fazla yuva vardır. | Open Subtitles | حالات القتل كَانتْ إعتباطيةُ لَرُبَّمَا هناك أكثر مِنْ عُشّ واحد. |