Başka parçacıkları ışık hızına yakın bir hıza çıkardığımızda onlar da sanki gittikçe ağırlaşıyorlarmış gibi daha da fazla direnmeye başlarlar. | Open Subtitles | عندما نحاول تسريع جسيمات أخرى أقرب و أقرب لسرعة الضوء تُقاوم أكثر و أكثر كما لو أنها تُصبح أثقل و أثقل |
Annen çok hasta ve gün geçtikçe durumu daha da kötüye gidiyor. | Open Subtitles | أنت تعرف كيف أن أمك تتعب أكثر و أكثر لأنها مريضة جدا؟ |
daha da yaklaştım ve gerçekten çığlık attım. | TED | و عندما أقتربت أكثر و أكثر , في الواقع صرخت |
Sanki kendime Daha çok güveniyorum, Daha çok şey biliyorum. | Open Subtitles | مثل أنني أشعر بثقة أكثر و أنني أعرف أشياء أكثر |
(gülmeler) Daha çok teorimiz olmalı, böylece elimizde Daha çok sonuç kalacaktır. | TED | علينا أن نحصل على نظريات أكثر ,و ممكن أن تأتي من أعلى إلى أسفل شكرا جزيلا لكم |
Ancak iş yerinde daha fazla özel alana, daha fazla özgürlüğe ve daha fazla özerkliğe ihtiyacımız var. Okullar da aynı şekilde. | TED | ولكن نحتاج حقا حرية أكثر و خصوصية أكثر وتفرد أكثر في العمل. وذات الأمر في المدارس. |
Onlar biyohacker alanları açıyorlardı ve bazıları Daha çok yasa ve daha az kaynak ile bizim yaşadığımızdan daha fazla zorlukla karşılaşıyorlardı. | TED | كانوا يفتحون مساحات البيوهاكر، والبعض منهم كانوا يواجهون تحديات أعظم مما واجهنا، قوانين أكثر و موارد أقل |
Daha geleneksel seçeneklerde Daha çok kullanılıyor ve daha da bilinçli kullanılabilir. | TED | و تستخدم أيضاً لإعدادات مألوفة أكثر و يمكن إستخدامها بشكل واعي أكثر في الإعدادت المألوفة |
Baktıkça daha da büyük haksızlık gibi geleceğinden sana defol diyeceğim. | Open Subtitles | إذا إستمريت في النظر لكِ أشعر بأن الأمر غير عادل أكثر و أريد أن أخبركِ أن تغربي عن وجهي إذهبي |
Ama bunun yerine... gelin daha da büyüyelim, hiç olmadığımız kadar güçlü olalım. | Open Subtitles | سوف يدمروننا و لكن بدلاً من ذلك دعونا نكبر أكثر و أكثر |
Git hadi. ortalık giderek daha da aydınlanıyor. | Open Subtitles | الضوء يلوح أكثر و أكثر الضوء يزيد و يزيد |
Durumum gittikçe daha da ümitsizleşiyordu. | Open Subtitles | خلال هذا الوقت أصبح موقفي يأس أكثر و أكثر |
Her Epps'in idamını durdurma girişimi git gide daha da çaresizleşiyor. | Open Subtitles | إن كل جهد يبذل لمنع إعدامه يزيد أكثر و اكثر من يأسنا |
ya da "Pekala, bu doğru olabilir, ancak daha fazla çalışmamız ve Daha çok kanıt toplamamız gerekli." | TED | أو يقولوا .. يبدو ان هذا حقيقي و لكن ينبغي أن نعمل أكثر و نجمع أدلة أكثر |
Onu okumaya meraklılardı ve adet hakkında Daha çok öğrenmek istiyorlardı. | TED | وكن مهتمات بقراءته و التعلم أكثر و أكثر عن الدورة الشهرية بأنفسهن. |
Kullanıcıların gittikçe Daha çok önem kazanmasının ikinci nedeni büyük ve yıkıcı buluşların kaynağı olmalarıdır. | TED | السبب الثاني لماذا المستخدمون هم أكثر و أكثر أهمية و ذلك لأنهم االمصدر للإبتكارات الكبيرة و المضطربة |
Paris ziyaretleri daha uzun ve daha sık bir hale gelmişti. | Open Subtitles | فهذا سيجعل من سفراتها الى باريس تتكرر أكثر و تصبح ذات مدة أطول |