"أكله" - Translation from Arabic to Turkish

    • yemek
        
    • yiyecek
        
    • yediği
        
    • ye
        
    • yemeye
        
    • yemiş
        
    • yiyebilirsin
        
    • yenmiş
        
    • yiyebilir
        
    • yemeyi
        
    • yediğini
        
    • yemem
        
    • yiyemem
        
    • yeniyor
        
    • yemişti
        
    Benim Phoebe. dinle, burada yemek istediğim bir şey var. Open Subtitles هذه انا ، اسمع هنالك شيء اود أن أكله هنا
    Tanrım, yemek üzere olduğumuz bu harika yiyecekler için sana şükürler olsun. Open Subtitles يا ربّنا العزيز، نشكركَ على هذا الطعام الذي نحن على وشك أكله
    Abla, kardeşin acıktı, yiyecek bir şeyler yapabilir misin bana? Open Subtitles نونا، أخوكِ جائع ، هل تستطيعي أن تعدي لي شيئاً أكله ؟
    Cesetlerle slov dans yapmayı seviyordu. Ve tek yediği bu erzaklardı. Open Subtitles كانيحبمراقصةالجثث, و كل ما أكله هو المقويات
    Hayır, yiyebildiğin kadar ye şnitzel barını kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles لا .. لا أريد أن أفوت بوفيه مكسرات كل ما تستطيع أكله
    Arkadaşımız için çok kötü Onu yemeye başladıklarında hala canlıymış. Open Subtitles المؤسف أنه كان قد دفن حياً عندما بدأت فى أكله
    Dilerim bir balina onu yemiş, sıçmış, sonra tekrar yemiştir. Open Subtitles آمل أن يكون قد أكله حوت وتغوّطه ثم أكله مجدّداً
    Bu yüzden iyice düşündüm, günlük işlerini yaparken onu gözlemleyeyim yemek yerken, televizyon izlerken. TED لذا، فكرت وقلت حسناً، دعونا نلاحظ المهام اليومية التي يقوم بها، خلال أكله للطعام، وخلال مشاهدته للتلفاز،
    Bu bir kuş dışkısına benziyor olabilir ama kendisini yemek isteyenleri kandırmak için numara yapıyor. Open Subtitles قد يبدو هذا كزرق طائر لكنّه مجرّد تنكّر لتخدع أيّ ما تريد أكله.
    Ne yemek istediğimi, ne de içmek istediğimi bana getiriyorsun. Open Subtitles إنك لم تحضري لي ما أريد أكله أو ما أريد شربه
    "Bence bir insanı canlı canlı yemek öldürüp yemekten daha büyük barbarlıktır." demiş. Open Subtitles أعتقد ان أكل انسان حيّ أكثر همجية من أكله ميت
    Bu Henry. Bu zavallı hurdalıkta yiyecek arıyordu. Open Subtitles الفتى الفقير الذي يبحث عن أكله في سلات المهملات
    Sanırım yiyecek birşey söyleyeceğim. Open Subtitles أتعلمين ماذا? اعتقد انني سأطلب شيئاً لـ أكله
    Yanı bu adamın 10 gün içinde yediği her şey tam burada olmalı. Open Subtitles لذا أيا كان ما أكله خلال الأيام العشر الأخيرة سيكون هنا
    İmparatorun,Nil kıyılarında yediği meyve muhtemelen bu. Open Subtitles على الأرجح هذا ما أكله الامبراطور على ضفاف النيل
    Biraz daha salata ye, doyur karnını. Open Subtitles أحصلي على المزيد من السلطة , هذا كل مايمكنك أكله
    Eteğinin cebinden bir parça pişmiş balık lokması çıkardı ve yemeye başladı. Open Subtitles أخرجت من جيب تنورتها كِسرة من سمك مطبوخ وشرعت في أكله
    Kelime seçimlerinin aksine, birisi onu yemiş. Open Subtitles ومن المؤسف إختيار كلماتٍ بالنظر لأنّ شخص ما قد أكله
    Yere düşerse, 10 saniye içinde yiyebilirsin. Open Subtitles مايسقط على الأرض يمكنك أكله خلال 10 ثوان
    Maalesef kalbi yenmiş. Open Subtitles اصابت الرصاصة قلبه , لسوء الحظ القلب تم أكله
    Sonsuza kadar yaşamanı düşünemiyorum. Artık yiyebilir miyim aşkım? Open Subtitles أنا لا أستطيع تخيل أنك تعيش للأبد هل يمكننى أكله الآن ، يا حبيبي
    Japonya'daki bu şehirde, normalde yemeyi başaramayacakları bir besini yemenin bir yolunu bulmuşlar: Onu trafiğin ortasına bırakmak. TED في هذه المدينة اليابانية، لقد ابتكروا طريقة لأكل الطعام الذي عادة لا يستطيعون أكله -- يرمونه عبر الطريق.
    5 kiloluk bir torbaydı ve hepsini yediğini iddia ediyor. Open Subtitles كان وزن الكيس 5 أرطال ويدعى أنه أكله كله
    ...normalde konuşmam gerektiği gibi konuşamıyorum normalde yemem gerektiği gibi bile yiyemiyorum tabii insanların çevremde olmaktan rahatsız olmamalarını istersem. Open Subtitles لا أستطيع أن أتحدث كيفما أتحدث عادة، لا أستطيع حتى أن أكل ما أكله عادة إن أردت للناس أن يشعروا بخير من حولي.
    Böyle değil,yiyemem, sadece ben sevmem. Open Subtitles ليس و كأنني لا يمكنني أكله لا أرغب به الآن و حسب
    Bakın, bu bir kutup ayısı boğuluyor ve aynı anda ıstakoz ve köpek balığı tarafından yeniyor. TED اذا كان بامكانكم رؤيتها، سترون انه دب قطبي يغرق ويتم أكله في الوقت عينه من قبل سرطان البحر وقرش.
    Eğer o büyücü Howl olsaydı, kalbini çıkarıp yemişti. Open Subtitles إذا كان ذلك هو المشعوذ هول سيكون قد أكله فورا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more