Bana rotamız boyunca takip edilmeden, farklı yerlerde onu nasıl hackleyebileceğimden bahsetti. | Open Subtitles | أراني كيفيّة الاختراق من أماكن مختلفة بجانب المسار، بدون أن يتمّ تتبّعي. |
Yaşarız, çalışırız ve alışveriş yaparız ve oynarız, farklı yerlerde. | TED | نحن نعيش ونعمل ونتسوق ونلعب في أماكن مختلفة. |
Bu fotoğraflar farklı yerlere yerleştirildi ve pek çoğu işe yaradı. Çok ama çok güzeldi. | TED | ووضعت هذه الصور في أماكن مختلفة كثيرة، وعاد العديد منهم، وكان ذلك جميلاً جداً جداً. |
Dört farklı yerde iki ay içindeki, şiddetli ayinler kümesi. | Open Subtitles | تمّت مجموعات شعائر عنيفة في 4 أماكن مختلفة خلال شهرين. |
Birçok farklı yere gittim, bir süre Florida'daydım Orlando'da çalıştım. | Open Subtitles | لقد كنت في أماكن مختلفة كثيرا . لقد كنت بإستمرار في فلوريدا لفترة قصيرة كنت أقوم ببعض الأعمال |
Sadece şu anda seninle çok farklı yerlerdeyiz. | Open Subtitles | انها مجرد أننا في أماكن مختلفة جدا الآن. |
Külahıma anlat sen onu, kaldırıma çıkıp bacağımı üç farklı yerden kırdın be! | Open Subtitles | حادث من قبل احمق، لعنة الله كسرت ساقي في ثلاثة أماكن مختلفة |
Faturaların farklı yerlerden olduğunu göstermek zorundayım yoksa bu işi yapamam. | Open Subtitles | يجب أن أظهر الفواتير لتبدو وكأنها من أماكن مختلفة ، وإلا فلن أستطيع |
Hep farklı zamanlarda, farklı mekanlarda, farklı hayatlarda. | Open Subtitles | فى أوقات مختلفةو أماكن مختلفة و حياوات مختلفة |
farklı yerlerde yaşayan farklı renkteki insanları görmüştü. | TED | ورأى بشر من سحنات مختلفة يعيشون في أماكن مختلفة. |
Kıyıya yakın, farklı yerlerde günlerce, gergin sürüyü izleyip, bekliyorlar. | Open Subtitles | من عدة أماكن مختلفة تحت ضفاف النهر يقضون اياما في إنتظار ومراقبة القطعان المتوترة |
Benim tam bir çılgın olduğumu düşüneceksin, ama farklı yerlerde uyanıp duruyorum ve herşey değişmiş oluyor, sen hariç, çünkü sen hala buradasın. | Open Subtitles | ستقولين أننى مجنون تماماً لكننى أستيقظ بإستمرار.. فى أماكن مختلفة.. |
Şu anki sistemin çok adaletsiz olduğunu düşündüğünüzü anlıyorum çünkü farklı yerlerde farklı standartlar hakim. | Open Subtitles | لأنه ذا معايير مختلفة في أماكن مختلفة. لكن برأيك ماهي المعايير العادلة؟ |
Kader beni farklı yerlere farklı zamanlara gönderdi. Ölmeden önce bazı yanlışları düzeltmem için. | Open Subtitles | لقد ارسلني القدر إلي أماكن مختلفة وأوقات مختلفة لأصحح اخطائيّ قبل موتي |
Sanırım ceset parçalarını tamamen farklı yerlere göndermişler. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ أنهم يرسلون الجثة المقطعة الى أماكن مختلفة تماماً |
Kurbanlar ya bir yerdedir ya da farklı yerlere gömülmüştür. | Open Subtitles | أنت تسعى خلف الضحايا في أماكن مختلفة ثمة هناك مسافة بعيدة بينهما |
Pek çok farklı yerde bulunma olasılığı bulunur. | TED | إذ توجد احتمالية كبيرة لوجودها في أماكن مختلفة عديدة. |
Burada, iki yıl içinde beş farklı yerde yaşadığın yazıyor da. | Open Subtitles | بشكل سريع فقط، يقال هنا انكِ قد عشتي في خمسة أماكن مختلفة خلال سنتين |
Yani, aramaya devam eder ama bir değil, üç farklı yere bakarız. | Open Subtitles | أعني سيكون لدينا مساحة للبحث عنها ... أكبر ، سنواصل البحث لكننا سنبحث في ثلاثة أماكن مختلفة بدلاً من نفس المكان |
Şu anda çok farklı yerlerdeyiz. | Open Subtitles | نحن فقط في أماكن مختلفة جدا في الوقت الحالي. |
- Üç farklı yerden. | Open Subtitles | في 3 أماكن مختلفة. |
Hepsine aynı şeyi söyleyip, parçaları farklı yerlerden toplarsın böylece kimse ne oluşturduğunu bilemez. | Open Subtitles | أخبرهم جميعا نفس الشيء أحضر جميع المكونات من أماكن مختلفة لكي لا يرى أحد ماذا يبني |
Elit tabaka gizli kapaklı iş yaptığında, bunu şehirdeki farklı mekanlarda yapar. | Open Subtitles | حينما يمارس مروجي المخدرات أعمالهم... يفعلونها في أماكن مختلفة من البلدة |
Ayrıca dünyanın farklı yerlerinde aynı anda kıyma cinayetleri işlemek imkansız. | Open Subtitles | بالأحرى لا يوجد شخص بمقدوره تمزيق عدة أناس في الوقت عينه... في أماكن مختلفة عبر العالم... . |