Sen muhteşem bir kadınsın, ve ayrı geçirdiğimiz zamanlar dayanılmazdı. | Open Subtitles | أنت امراه مدهشة, والوقت اللذي أمضيناه بعيدا عن بعضنا لا يطاق |
Birlikte geçirdiğimiz zamanlarda ben de çok eğlendim . | Open Subtitles | لقد إستمتعت حقاً بالوقت الذي أمضيناه سوياً |
Ama işler değişti. Birlikte geçirdiğimiz onca zaman... | Open Subtitles | لكن حينها تغيّرت الأمور، كل الوقت الذي أمضيناه سويّاً. |
Ne zaman birlikte geçirdiğimiz zamanlarda nostalji hissetsem Eli, ...daima benim bu hatalarımı yüzüme vuruyorsun. | Open Subtitles | كلما أشعر بالحنين إلى الوقت الذي أمضيناه معاًً تَرْمي لي دائماًً إحدى هذه المقابلات الثنائيه الحميمه |
Yılbaşını savaşta geçirdik. | Open Subtitles | أول يوم من السنة الجديدة الّذي أمضيناه في حالة حرب. |
Seninle geçirdiğimiz zamanlar çalıntıydı. | Open Subtitles | الوقت الذي أمضيناه معاً كنّا قد اختلسناه. |
Fakat geçirdiğimiz bu kısa zamanda dürüstçe söyleyebilirim ki sana sana deliler gibi tutuldum. | Open Subtitles | لكن في الوقت القصير الذي أمضيناه, يمكنني القول أنني وقعت بجنون, في عشقك. |
Birlikte geçirdiğimiz zamanı ve dediklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | كنتُ أفكر في الوقت الذي أمضيناه سوياً. ولقد صدقتِ فيما تحدثتِ به. |
Dışarıda geçirdiğimiz süre boyunca başarabildiklerimiz bunlar. | Open Subtitles | هذا كلّ ما لدينا بعد الوقت الذي أمضيناه بالخارج هنا |
Bak, Madrid'de geçirdiğimiz zamanlardan sonra aklımdan çıkmadın. | Open Subtitles | انظري،بعد ذلك الوقت الذي أمضيناه سويّاً في مدريد لم أستطع التوقف عن التفكير بكِ |
Bütün o birlikte geçirdiğimiz vakitleri hatırlama eğitimimiz, | Open Subtitles | كلتدريبنا. أتذكر كل الوقت الذي أمضيناه معاً |
Beraber geçirdiğimiz zamanı her zaman hatırlayacağım. | Open Subtitles | سأتذكر دائماً الوقت الذي أمضيناه معاً |
Hem beraber geçirdiğimiz en güzel günlerden birisiydi. | Open Subtitles | و كان احد أفضل الأيام الذي أمضيناه سوية |
Türkiye'de geçirdiğimiz hafta hayatımın en güzel haftasıydı. | Open Subtitles | الأسبوع الذي أمضيناه في "تركيا" كان الأفضل |
Bucktown'da geçirdiğimiz yazdan beri her gün seni düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرت بك في كل يوم "منذ الصيف الذي أمضيناه معاً في "باكتاون |
Ve üzerinde çalışıp beraber vakit geçirdiğimiz onca zaman başka türlü asla edinemeyeceğim bir takdir kazandırdı bana. | Open Subtitles | "وكل الوقت الذي أمضيناه معا نعمل عليها" أعطاني تقديرا لم أكن لأحصل عليه خلاف ذلك. |
Beraber geçirdiğimiz zamanın ücreti. | Open Subtitles | ثمن الوقت الذي أمضيناه معاً. |
Bay Higgs, burada geçirdiğimiz zamana ne kadar saygı göstersem de, ...varmak istediğiniz bir yer var mı? | Open Subtitles | سيد (هيغز) بقدر ما أقدّر الوقت الذي أمضيناه معًا هل هنالك نقطة تريد أن توصلنا إليها ؟ |
Annenle arabalarda pek çok zaman geçirdik. | Open Subtitles | كثير من الوقت أمضيناه في السيارة أنا و أمك |
Beraber çok güzel bir gün geçirdik. | Open Subtitles | ويا لليوم الجميل الذي أمضيناه سوياً. |