"أمهما" - Translation from Arabic to Turkish

    • anneleri
        
    • annelerini
        
    • annelerine
        
    • Annelerinin
        
    • anneleriyle
        
    • onların annesiyim
        
    Onların kaderi çizilirken anneleri daha hamile olduğundan bile habersizdi. Open Subtitles كان مصيرهما مقدوراً حتى قبل أن تعرف أمهما أنها حبلى.
    Kızların seni etkilemesine izin verme. Aynı anneleri gibi kılıksızlar. Open Subtitles لا تدعي ذينكما البنتين تثيران غضبك إنهما لئيمتان مثل أمهما
    anneleri ve dedeleriyle ön bahçesi ve arkada verandası olan iki katlı bir evde yaşıyorlardı. TED وعاشا مع أمهما وجدهما في بيت مكون من طابقين مع حديقة أمامية وشرفة خلفية.
    Yavrular hem annelerini çağırıyor hem de kendilerini korumaya çalışıyorlar. Open Subtitles الديسمان يحاولان حماية نفسيهما بينما يناديان لمساعدة أمهما
    Oğlanlar annelerini olabilecek her türlü yolla anıyorlar. Open Subtitles فالفتيان يحذوان حذو أمهما بكل طريقة ممكنة
    Henüz altı aylıklar ve daha iki yıl boyunca annelerine bağımlı olacaklar. Open Subtitles إنهم بعمر ستة أشهر فحسب وسيعتمدان على أمهما لعامين آخرين
    Ama yaklaşık bir yıl önce, Jeremy ve Kelly Annelerinin nöbet geçirip ölmesine tanıklık ettiler. TED ولكن قبل سنة، جيريمي وكيلي شاهدا أمهما تتألم وتموت أمامهما.
    anneleri, çocuklar büyürken bağımlılıkla cebelleşiyordu. TED كانت أمهما تعاني من الإدمان بينما كان الولدان يكبران.
    anneleri kör. Kapıyı o kilitliyor, bu yüzden dışarı çıkamıyorlar. Open Subtitles أمهما عمياء، أغلقت الباب حتى لا تذهبا بالخارج.
    Darrell Henry'nin sorumluluğunun tümünü üstlenmiş... ta ki 98'de anneleri ölene kadar. Open Subtitles وتولى داريل مسئولية هنري كلية بعد وفاة أمهما عام 1998
    Böyle bir kazada, anneleri kesinlikle dava açardı. Open Subtitles كحادثٌ كذلك, و أمهما حتماً ستُقاضي السيرك
    Öz anneleri gençti, evli değildi. Open Subtitles أمهما كانت صغيرة بالسن وغير متزوجة لذا وهبتهما للتبني
    1951 yılında anneleri ikizlere hamile olduğunu bile bilmiyormuş. Open Subtitles في عام 1951، لم تعلم أمهما أنها حامل بتوأم.
    annelerini daha yeni kaybettiler. Biz de bunun için çok erken olduğunu düşündük. Open Subtitles فقدا أمهما للتو و رأينا أن هذا مبكراً
    annelerini ziyarete gittiklerinde saldırıya uğradılar derim. Open Subtitles ... ولم يغيبا إلا عندما ذهبا ليتفقدا أمهما العزيزة ووجدوها قد هُجمت
    Pekâlâ, bak, çocuklar annelerini kucaklamayalı neredeyse bir hafta oldu bu yüzden bunun iki, üç hafta yada asla olmayacağını garantilememizin bir yolu varsa bana yapmamız gerekeni söyle yeter. Open Subtitles مرّ قرابة أسبوع منذ تسنّى للطفلتين احتضان أمهما. لذا... إن كان ثمّة ما بوسعنا فعله لجعل المدّة لا تصل لأسبوعين أو 3
    Ve sen annelerine karışmıyorsun. Büyüklük sende kalsın. Open Subtitles وأنت، لا تتورطي مع أمهما كوني الشخص الأكبر
    Kuzey kutbundaki iki ayı yavrusu, artık annelerine bağımlı değil. Open Subtitles في القطب الشمالي ، فإن الدبان القطبيان الصغيران أصبحا الآن مستقلان عن أمهما...
    Annelerinin onları görebilmesi için ne gerekiyorsa yapın, lütfen Open Subtitles افعلي ما بوسعكِ لكي تتمكن أمهما من رؤيتهما.
    - Zaten buradalar. İkisi de turtanın içinde. Az önce Annelerinin iştahla yediği turtanın. Open Subtitles ولماذا، فها هما هنا مطبوخان بتلك الفطيرة التي علفتها أمهما بشهية ومتعة
    Ve hatta anneleriyle de. Open Subtitles وربما مع أمهما أيضاً, هذا كما يشاع
    Her gün onları okula bırakamıyor olabilirim ama ben her gün onların annesiyim. Open Subtitles , ربما لا استطيع اصطحابهما إلى المدرسة كل يوم . . لكنني أمهما كل يوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more