Şunu unutma, eğer yeterince sabır gösterirsen... bu dünyada başına iyi şeyler gelebiliyor. | Open Subtitles | إذا صمدت هناك لفترة كافيه فقد تحدث لك أمور جيدة |
Belli ki idare bendeyken iyi şeyler oluyor. | Open Subtitles | حسناً، أنظروا، من الواضح أن أمور جيدة تحصل عندما أكون في القيادة |
Bu binadan her çıktığında iyi şeyler oluyor. | Open Subtitles | في كل مرة يغادر فيها هذا المبني، تحدث أمور جيدة |
Oraya girip onun hakkında güzel şeyler söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب إلى هناك وأخبرهم أمور جيدة عنها |
CA: Bu şirketlerden bazılarıyla, mühendislik takımlarında cinsiyet dengesini sağlamak için yaptığınız çalışmalar var ve güzel şeyler olmuş. | TED | ك.أ: ولديك قصص من بعض تلك الشركات أنه وعند الاختلاط المتوازن بين الجنسين في فرق الهندسة تحدث أمور جيدة . |
Bu binadan her çıktığında iyi şeyler oluyor. | Open Subtitles | في كل مرة يغادر فيها هذا المبني، تحدث أمور جيدة |
Bu ağların iyi şeyler için gerekli olduğunup; bir yerden bir yere bağ kurmak, bir grupla bağlantılı olmak çok güzel bir şey olduğunu düşünürsünüz. | TED | و من السهل أن تعتقد بأن الشبكات بالضرورة أمور جيدة و أن كونك متصل من مكان لآخر و كونك متصل بشكل مقرب بمجموعة هو أمر جيد |
Hakkınızda iyi şeyler duydum ama Ziva ne kadar yakışıklı olduğunuzdan bahsetmemişti. | Open Subtitles | أسمع أمور جيدة عنك، لكن (زيفا) لم تذكر أبداً كم أنت وسيم. |
Şut attığın zaman iyi şeyler oluyor. | Open Subtitles | تحصل أمور جيدة عندما تركل الكرة |
- İyi şeyler diyordunuz umarım leydim. | Open Subtitles | آمل أن تكون أمور جيدة يا سيدتي |
Onun hakkında çevreden iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أمور جيدة عنه في المدينة |
İyi şeyler düşünüp iyi şeylerden söz edersiniz, hangi etrafında kötü söz söylenmez. | Open Subtitles | \u200fأن تفكر في أمور جيدة وتقول أموراً جيدة، \u200fلا تقل أية كلمات سيئة \u200fأثناء وحول شواء "هانغي". |
- Yok. Hayır, iyi şeyler oldu. | Open Subtitles | لا , بل أمور جيدة |
İyi insanlar, iyi şeyler yaparlar. | Open Subtitles | أشخاص طيبون يفعلون أمور جيدة |
İyi şeyler için değerlendirilecek. | Open Subtitles | سيتم إستخدامه في أمور جيدة |
Yani iyi şeyler için. | Open Subtitles | أعني، أمور جيدة |
Umarım iyi şeyler duydunuz. | Open Subtitles | آمل أنها أمور جيدة |
Evet, New York'ta başıma güzel şeyler de geldi ama kötü şeyler de geldi. | Open Subtitles | "أجل أمور جيدة حدثت لي في "نيويورك لكن حدثت أمور سيئة كذلك |
Çok güzel şeyler öğretiyorsun bravo! | Open Subtitles | يا لها منْ أمور جيدة تعلمه إياها. |
Hakkınızda güzel şeyler söylüyorum! | Open Subtitles | راقب هذا لقد قلت أمور جيدة عنك |