Kardeşimle konuşmam gereken hassas ve karışık bir konu var. | Open Subtitles | ثمة موضوع حسّاس ومحيّر يجب أن أناقشه مع أخي. |
Kardeşimle konuşmam gereken hassas ve karışık bir konu var. | Open Subtitles | ثمة موضوع حسّاس ومحيّر يجب أن أناقشه مع أخي. |
Bunun adaletsiz, haksız ve ayrımcı olduğunu düşündüm, bu yüzden bunu toplantıda tartışmak istedim. | TED | شعرت أن ذلك غير عادل وغير ديموقراطي وتمييزي، لذا أردت أن أناقشه في اللقاء. |
Ve bir katliam oldu, ama bunu sizinle şimdi tartışmak istemiyorum. | Open Subtitles | كان هناك مذبحة لكن لاأريد أن أناقشه معكم الان اذا لن نفعل |
Aslında, seninle Konuşmak istediğim başka bir konu vardı. | Open Subtitles | ,بما أننا تحدثنا فهناك ما أود أن أناقشه معكِ |
İş arkadaşlarımla asansörde konuşacağım bir konu değil. | Open Subtitles | ليس هذا شيئاً أناقشه مع زملائي وأنا في المصعد |
ama size şunu söyleyebilirim ki o olayı onunla tartışmadığım gibi.. | Open Subtitles | لكن أعدك أنني لن أناقشه معه |
Öyleyse, boşa zaman harcamayalım. Onunla ilgili tartışacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | دعني أوفر عنك العناء ليس لدي ما أناقشه في شأنه |
İhmal edilmiş ve fazla ayrıcalıklı on üç yaşındaki birinin duygularını yansıtmasının şehirde bulunma sebebimle alakası yok ki bunu seninle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | إنعاكاسات مرحلة الـ 13 من عمرك الثرية والغير مراقبة ليس لها تأثير علي عملي في المدينة ..والذي يجب أن أناقشه معكِ |
Aslında şu anda yok. Buffy ile konuşmam gereken bir mesele var. | Open Subtitles | في الحقيقة , ليس فقط الآن أنا عندي موضوع أناقشه مع (بافي) |
Buck, seninle konuşmam gereken bir konu var. | Open Subtitles | باك , هناك شيء اريد ان أناقشه معك |
- Seninle konuşmam gereken bir mesele var. | Open Subtitles | حسناً . هناك أمراً ما يجب أن أناقشه معك |
tartışmak istediğim kuşkularım var. | Open Subtitles | لديَّ تأنيب ضمير أريد أن أناقشه |
Bence de. Bunu seninle tartışmak istemem. | Open Subtitles | -هناك شيء سلس أود أن أناقشه معك |
Aslında seni buraya ofiste konuşamayacağımız bir şeyi Konuşmak için getirdiğimi itiraf etmek istiyorum. | Open Subtitles | الآن , عليّ بأن أعترف بأنني جلبتكُ إلى هنا لأن لديّ أمرٌ لم أرد بأن أناقشه معك بالمكتب. |
- Seninle Konuşmak istediğim önemli bir konu var. | Open Subtitles | أفكر هناك شيىء أود أن أناقشه معك- كما ترغبين- |
Onunla önemli bir şey konuşacağım. | Open Subtitles | عندى شىء مهم لكى أناقشه معها لماذا ؟ |
Bugün bu konuyu Raf'la konuşacağım. | Open Subtitles | اليوم أناقشه مع راج |
ama size şunu söyleyebilirim ki o olayı onunla tartışmadığım gibi.. | Open Subtitles | لكن أعدك أنني لن أناقشه معه |
Öyleyse, boşa zaman harcamayalım. Onunla ilgili tartışacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | دعني أوفر عنك العناء ليس لدي ما أناقشه في شأنه |