Onu bulmama yardım etmelisiniz. Onu seviyorum. | Open Subtitles | عليك أن تساعدنى على العثور عليه أنا أحبه |
O benim kardeşim ve Onu seviyorum da, ama orada olmaması gerektiğini ikimiz de biliyorduk. | Open Subtitles | انه أخي و أنا أحبه و لكن كلانا يعرف أنه كان من المفترض ألا يكون هناك |
Daha kötü mü yapmak istiyorsun? Kocamın başı dertte. Onu seviyorum. | Open Subtitles | زوجي في مشكلة ، و أنا أحبه أليس عليّ مساعدته؟ |
Kendime rağmen, Onu sevdim. | Open Subtitles | على الرغم مني أنا أحبه |
Biliyorsun Ondan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف. أعني، كما تعلمون، أنا أحبه. |
Mark'a âşık değilim yıllardır. Onu seviyorum, ama âşık değilim. | Open Subtitles | لم أكن مغرمة مارك لسنوات أنا أحبه و لكن لست مغرمة به |
Onu seviyorum. Demek onu seviyorsun. Şimdi de beni romantizm ile mi tavlamaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | ـ أنا أحبه ـ أنتِ تحبيه ، إذن أنتِ تتوددين إلي الشخص العاطفي فيّ؟ |
Onu seviyorum. Ve yaşadığım süre boyunca onun değişebileceğine inanacağım, çünkü o... | Open Subtitles | أنا أحبه وطالما حييت سأصدق أن بإمكانه التغير |
Onu seviyorum ve burada başarılı olduğuna sevindim ama bu benim işim. | Open Subtitles | أنا أحبه ، ويسرّني أنه يبلي حسناً ولكن هذه وظيفتي |
Onu seviyorum, ama daha fazlasına artık katlanamam. | Open Subtitles | أنا أحبه, ولكني لا أستطيع تحمل الأمر أكثر من ذلك |
Abi! Ben Onu seviyorum, ama onun sevip sevmediğini bilmiyorum? | Open Subtitles | أخي ، أنا أحبه ولكن لا أعلم . إذا كان يبادلني نفس الشعور |
Onu seviyorum insanlar deişir | Open Subtitles | ,أنا أحبه, ولاكن أعتقد بأن الناس يتغيرون ألا توافقينِ في ذلك ؟ بالطبع, إنهم يتغيرون |
Meredith, o benim babam, tabi ki Onu seviyorum, ama bunu bir sır olarak saklamamızı istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ميريديث , أنه أبي و أنا أحبه بالطبع و لكن لا تفكري أننا يجب أن نحتفظ بهذا كسر |
Buna rağmen Onu seviyorum ama ona asla çalışan bir silah vermem. | Open Subtitles | أنا أحبه رغم هذا لكنني لا أعطيه سلاح عمل |
Onu seviyorum ama sadece böyle yaşayamam. | Open Subtitles | أنا أحبه ، أنا فقط لا أستطيع أن أعيش هكذا. |
Ben Onu seviyorum. Ona tekerlekli sandalyeye binmis bir hamstermis gibi davranmayi kesin! | Open Subtitles | و أنا أحبه ، لذا توقفوا عن معاملته كفأر قعيد |
Onu sevdim. | Open Subtitles | أنا أحبه |
Belki de düşünüyordur. Ondan hoşlanıyorum. | Open Subtitles | حسناً، ربما هو يعني ، أنا أحبه فحسب |
Evet. Bayıldım. Galiba eve giderken bunu giyeceğim. | Open Subtitles | أنا أحبه في الحقيقة، أعتقد أنا سألبسه للبيت |
Onu severim ama o benim kardeşim sayılır ayrıca... | Open Subtitles | أنا أحبه لكن هو مثل أخي لكن |
Beni seviyor mu sevmiyor mu bilmiyorum. Ama ben Ona aşığım. Ne söyledin! | Open Subtitles | لا أعرف إن كان يحبني أم لا لكننى أنا أحبه |
Oh bu Sid Caesar. Dikkate değer bir aktör. Onu gerçekten çok severim. | Open Subtitles | هذا سيد سيزار , إنه جدير بالتقدير أنا أحبه , إنه رائع |
O kadar da kötü değil evlat. Ben seviyorum. | Open Subtitles | ليس سيئاً جداً يا صغيرة أنا أحبه |
Ona inanmak istemiştim. Onu sevmiştim. | Open Subtitles | أردت تصديقه أنا أحبه |
O adam buraya ziyaretime gelirse, onu sevdiğimi söyleyeceğim. | Open Subtitles | القمار شخص يزور لي هنا، وسأقول له أنا أحبه. |