"أنا أدرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • farkındayım
        
    • anlıyorum
        
    • anladım
        
    • Anladığım
        
    • olduğunu biliyorum
        
    • fark ediyorum
        
    Biliyor musun Erika, bu yaptıklarımın hiç de kibarca olmadığının farkındayım. Open Subtitles أنت تعرف أنا أدرك أن جميع هذه ليست لطيفة جداً لي.
    Kendine örnek alabileceğin anne babanın sorunlu olduğunun farkındayım tamam mı? Open Subtitles أنا أدرك أنّك لم تحظى بقدوة تتطلع إليها ، حسنٌ ؟
    Yalan beyanda bulunmak ve sahtekarlığa... karşı yasalar olduğunun farkındayım. Open Subtitles أنا أدرك أن هناك قوانين ضد الاحتيال والإدلاء بأقوال كاذبة.
    anlıyorum ki, aşk bir prensesin sahip olamayacağı bir lüks. Open Subtitles أنا أدرك الآن أن الحب شئ ترفيهى لا تستطيع الأميرة الحصول عليه
    Şimdi anladım ki ben ne dersem diyeyim, sen neysen o olacaksın. Open Subtitles أنا أدرك الأن أن لافائده مما أقوله أنت ستكون كما أنت عليه
    Anladığım kadarıyla buraya çok özel bir gösteri için gelmişsin. Open Subtitles نعم , أنا أدرك , انك انت هنا من اجل عرض مميز جدا
    Bunun senin olduğunu biliyorum ama yatırım deneyimlisi olarak bakarsak... Open Subtitles أنا أدرك بأنّه ملكك .. ولكن فقط .. نصيحة للإستثمار
    Abuddin ile şu anda diplomatik ilişkimiz olmadığının farkındayım ama... Open Subtitles أنا أدرك بأنه ليس لدينا علاقات دبلوماسية مع عبودين الآن
    Bu konuşmanın internette yayınlanacağının farkındayım. TED أنا أدرك أن هذة المحادثة سوف تظهر على الإنترنت.
    Tabi, zamanın para olduğunun farkındayım, özellikle de radyoda. Open Subtitles الآن، سيدي، أنا أدرك الوقت يعني المال، وخاصة وقت الراديو
    - Biliyorsunuz, kayıtlar için yazılı birşey gerek. - farkındayım ama şu anda acelem var, Bay Henderson. Open Subtitles ـ يجب أن استلم شيئا رسميا كما تعلم ـ أنا أدرك هذا ، ولكني مستعجل الآن
    Kendimden yaşlı bir kadını oynamak sorunumun bir parçası, farkındayım. Open Subtitles أنا أدرك بأن أخذي لدور أمرأة أكبر في العمر هي إحدى مشاكلي
    farkındayım ama anlamalısın, serum dürüstlüğü garantiliyor, işbirliğini değil. Open Subtitles أنا أدرك ذلك، لكنيجبعليكأنتفهم ، المصل يضمن الحقيقة، وليس التعاون.
    Senin gibi güzel bir kadının istediği her genç erkeği elde edebileceğinin farkındayım. Open Subtitles أنا أدرك أن امرأة رائع مثل يمكنك الحصول على أي شاب تريد.
    Onun sana yaptığı şeyin farkındayım, kalpsizlikti. Open Subtitles الآن ، أنا أدرك أن ما فعله تجاهك كان بلا قلب
    Bakın, bunların size biraz tuhaf geldiğinin farkındayım.. Open Subtitles اسمع,أنا أدرك أن هذه الأفكار غريبة قليلا
    Dertlerini anlıyorum ve üzgünüm. Ama buraya bunun için gelmedik. Open Subtitles أنا أدرك مدى مشاكلك,وأنا أسف لهذا, لاكننا لسنا هنا لمناقشة ذلك
    anlıyorum bu biraz çaresizce görünebilir, ama birkaç hafta geçti ve bizim bilindik yollarla yapılan araştırmamızdan bir sonuç çıkmadı. Open Subtitles أنا أدرك أن هذا قد يكون تصرفا يائسا و لكن لقد مرت عدة أسابيع و وسائل البحث المعتادة لم تصل لشئ
    Evet, anlıyorum. Ahlak Motor'unuz işe yaradı. Open Subtitles أجل أنا أدرك ذلك , لقد نجح محركك للمبادئ الأخلاقية
    anladım ki senle benim aramdaki fark bu Ve sen bunu anlamadın Open Subtitles هذا الفرق بيني و بينك أنا أدرك هذا و أنت لا تدركه
    Anladığım kadarıyla hala kederlisin, bebeğim. Open Subtitles مارشال، أنا أدرك أنكَ مازلت تحزن على طفلك
    Yanınızda, tıbbi yardıma ihtiyacı olan yaralı bir adam ve hamile bir kadın olduğunu biliyorum. Open Subtitles أنا أدرك أن هناك شاب جريح وإمرأة حامل بالتأكيد يحتاجون إلى عناية طبية
    Aslında ne zaman tapınağa girsem ne olursa olsun sorun olmadığını fark ediyorum. Open Subtitles لكن هل تعرف ما، كلما أمشي إلى أن المعبد أنا أدرك أن كل ما يحدث، أنها على ما يرام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more