"أنا تعبت من" - Translation from Arabic to Turkish

• bıktım
• yoruldum
• sıkıldım artık
• etmekten usandım
• yorulmaya başladım

bıktım şu farelerden. Neden güzel bir yerde kalamıyoruz?
أنا تعبت من الجرذ لماذا لا نقيم في مكان لطيف ؟

Bu şekilde sağa sola gönderilmekten bıktım. Oğlumun o listeye girmesi gerekiyor.
أنا تعبت من المراوغة أحتاج اسم إبني على تلك القائمة

Sizinle tartışmaktan bıktım. Renk örneklerini nereye göndereceğim?
أنا تعبت من النقاش يا شباب، متى تريدوني إرسال عينة الألوان، حسنا

Ama dayak yiyen bir köpek gibi sinmenden yoruldum artık.
لكن أنا تعبت من مشاهدة لكم ننحني مثل كلب فوز.

- Dövüşemem. İnsanları incitmekten yoruldum artık.
أنا لا يمكنني المبارزة أنا تعبت من إيذاء الناس

"Tek yaptığın şey iş!" lafını duymaktan sıkıldım artık.
أنا تعبت من سماع، "كلّ ما تعمله عمل. أنت تلعب دور الرئيس دائما."

Mücadele etmekten usandım.
أنا تعبت من القتال.

Ne önemi var ki? Bu lafı duymaktan bıktım artık.
يا لها من مهمة شاقة التي طلبتها أنا تعبت من النقاش

Her seferinde haklı olup, beni kurtarmandan bıktım.
وأنا ذهبت وقمت بذلك أنا تعبت من كونك دائماً على حق

Biliyor musun, kahrolası zanlı fotoğraf sıralamasını savunmaktan bıktım.
اتعرفين, أنا تعبت من الاضطرار للدفاع عن مسألة التعرف على الصور

Ben de duygularıyla oynanmasından bıktım artık!
و أنا تعبت من مشاهدتي لك و أنت تحطمين قلبه

2 aydır tartışıyoruz! Bu saçmalıktan bıktım!
,لقد كنا نتجادل لأكثر من شهرين أنا تعبت من هذا الهراء

Aşkı bir kenara itip, başkalarına hizmet etmekten bıktım.
لقد كنت اشاهدك لمدة 15 عاما أنا تعبت من ان اكون في الجانب اخدم الآخرين

Senin bu futbol benzetmelerinin arasında dolanmaktan yoruldum.
أنا تعبت من التحسس حولها مع كل هذه الاستعارات كرة القدم.

Onlara hizmet etmekten çok yoruldum.
أنا تعبت من معاملتهم للحملة كأنها بئر نفط

Senin dul kaldığın yalanını söylemekten çok yoruldum.
أنا تعبت من قول هذه الكذبة عن كونك أرملة. ماذا؟

Annemin sürekli olarak hayatımla ilgili ne yapacağımı sormasından yoruldum.
أنا تعبت من أمى فحسب فدائماً ما تسألنى ماذا سأفعل حيال حياتى

Pis işlerini yapmaktan sıkıldım artık.
أنا تعبت من القيام باعمال القذرة له.

Boşboğazlığından sıkıldım artık.
أنا تعبت من فمّك.

Diğer her şeyi kaçırmaktan yorulmaya başladım.
أنا تعبت من خسارة كل شيء باقي.